Bir onceki postta o soruyu yazip da kactigimda aklimin ucundan bile gecmiyordu bu kadar cok yorum ve mail gelecegi.. Beni paylasmaya iten, yazmaya iten birsey var icimde.. Kendimi bildim bileli var bu.. Ama paylasacak kimse olmasa anlami olmaz yazmanin..
Buradasiniz !! Tesekkur ediyorum..
Her firsatta az da olsa buraya yazmaya bir kez daha soz verdim kendime.. Oglum icin ve sizin icin.. Neden bilmiyorum, yazdiklarim degerli birileri icin.. Gercekten bilmiyorum, neden?
Ama bilmesem de sebebini, cok guzel bir duygu bu.. Tesekkur ederim.. Bazen insanin herseyden cok ihtiyac duydugu sey bu.. Bir muhatab, bir ses, bir yorum, bir anlayan.. Paylasan biri iste.. Aktarilan neyse onu paylasan biri..
Tamam iste.. Yaziyorum yeniden !!
Hep orada olun tamam mi?
Bugun soyle bir geri baktim, bir dusundum de on ayi gecmis biz Amerika'ya geleli !
Neler neler olmus, neler degismis..
En cok da ben degismisim !
Aslinda neler neler yazmak istedim ben buraya.. Cogunu kafamda yazdim hatta, fotograflar ekledim ama hep birseyler gecti onune, hep "Aksama kalsin"lara kurban gitti !! Aksamlar sabahlari, sabahlar aksamlari kovaladi bir telas icinde..
Koskoca bir Ramazan geldi gecti mesela.. Gurbette ilk Ramazan.. Iki satir yazamadim.. Buruk iftarlar ettim.. Kimseye birsey belli etmedim.. Burada boyle cunku, birisi yaranin kabugunu kaldirmayagorsun, herkesin gozunden suzuluyor yaslar.. Okulda oyalandim bol bol, unuttum kendimi dinlemeyi..Yemek bloglarina baktim, tarifler denedim, -hic gulmeyin- biber kizartmalarini bile aglamaya bahane ettim.. Youtube'dan iftar-Ramazan videolari izledim bazen, pencerede ezani bekleyen bir cocugun ilk sedayi duyup da sofraya kosusundaki neseyi illistiriverdim kalbimin bir kosesine.. Yine de eksikti birseyler.. Hep eksikti..
Ama sonra degisti birseyler.. Okulda yavas yavas tanisinca insanlarla, bircok Amerikali arkadas geldi evimize.. Sofralarimiz onlarla senlendi.. Paylastik, konustuk, anlastik.. Sonra cabucak gecti gitti koca ay.. Ben son gun bir baktim, bu Ramazan hayatimin en bereketli Ramazani olmus !! Simdiye kadar hic bu kadar cok misafir agirlamamistim Ramazan'da..
Ardindan Bayram tabii..
Ben bayramda yanliz olacagiz burada, annemleri goremeyecegim diye basinin etini yerken Ozan'in 'beterin beteri varmis' demek zorunda kaldim.. Ozan Turkiye'ye gitti bayramda, "EVET" demek icin.. Yusufcukla bas basa gecirdik bayrami.. Ama yine de guzeldi.. Ozellikle bayramin ilk gunu burada okul gunune denk geldigi icin cok coskulu gecti benim icin.. Ogrencilerime sunumlar yaptim bayramla ilgili, el opmeyi, seker toplamayi, bayram ziyaretlerini anlattim.. "Komsu" ne demek onu bile bilmeyen cocuklar hayran hayran dinlediler tabii.. Bayram kartlari yaptirdim onlara, pano hazirladik beraber.. Sekerler verdim avuc avuc.. Ertesi gun de Kultur Merkezi'nde bayram kahvaltisi yaptik diger Turk ailelerle.. Herkes birbirine ana-baba-kardes oldu, bayram daha bir bayram oldu..
Bu bayram nasil gececek bakalim.. Yine beraber olamayacagiz ailece.. Bu sefer de ben olmayacagim evde.. Iki gun sonra Boston'a gidiyorum bir 'yabanci dil ogretimi' egitimi ve fuari icin bes gunlugune.. Bayrami orada gecirmis olacagim.. Ama zaten evde olsaydim da pek bayram gibi olmayacakti bu bayram da.. Dort gun de okul gunlerine denk geliyor burada.. Dusunuyorum da bayrami ulkece, milletce kutlamak ne guzel !! Bayrami bayram yapan o zaten.. Paylasilmayinca tadi olmuyor, buruk-kirik kaliyor bir taraf insanin icinde..
Sonraaaaa..
Yusufcum dort yasini bitirdi benim yazmadigim donemde !!
Ne zaman buyudu, ne zaman kucuk bir adama donustu benim minik bebegim?
Nasil, neden bu kadar hizli?
Tam bir cocuk artik Yusufcuk !! Bazen arkadas bana bazen de anlasmasi en zor insan.. Bir gun oyle bir gun boyle idare edip gidiyoruz birbirimizi..
Yanliz bu aralar icimdeki en buyuk soru su:
Ergenlik bunalimi yasi dorde dusmus olabilir mi?
Bu konuda ciddi suphelerim var..
Neyse, ben dogumgunune doneyim kucuk beyin.. "Batman" olmak istedi, "hay hay"dedik -sanki baska caremiz varmis gibi :P- Sonra da iki gun cikarmadi o kiyafeti uzerinden.. Buyuk buyuk giydi, onunla uyudu !!
Neler yaptik baska, neler?
Himm, Yusufcukla bir sehirdisi macerasi yasadik mesela.. Ozan yoktu yine ve benim Houston'a gitmem gerekiyordu bir toplanti icin.. Araba kiraladik, Yusufcukla atladik gittik.. (Dikkatini cekti mi sevgili okuyucu, artik sehir icini falan gectim sehirlerarasi araba kullaniyorum ben!! Astim kendimi, valla bak :P - Houston'da isimiz bitti sonra da San Antonio'ya gittik bir arkadasimi gormeye kucuk adamimla.. Cok eglendik.. Bir Turk restoranti var orada, Uludag gazoz icip Adana kebap da yedim ya burada daha ne diyeyim !!
( Zaten bir tezim var artik benim Amerika icin: Burada yok yok !! Olmayan sadece anasi-babasi insanin.. Onun haricinde ne var ne yoksa bulunuyor dogru yere bakarsan.. Basortu de dahil buna, uzun etek de, baharat da ivir da zivir da.. Bosuna korkmusum o kadar gelmeden once ! )
Sonraa.. Aaa en onemli seyler sona kalmis !! Artik bir apartmanda degiliz biz, mustakil bir evde oturuyoruz.. Yazmis miydim bunu hatirlamiyorum? Atilmak uzereydik siteden, kendimiz cikalim dedik :P Komsunun kapiya biraktigi son sikayet mektubu tam bir sayfaydi !!
Simdi cok rahatiz Allah'a sukur.. Burada mustakil evde oturmak Turkiyedeki gibi bir luks degil.. Genel olan bu burada.. Koskoca eyalet, arazi bol, her yer tek tek ev.. Yer derdi, sehre sigma derdi yok ki adamlarin.. Apartmanlarda genelde aile olmayanlar oturuyor zaten.. Tasinmaya karar verince biraz arastirdik, baktik ki ozellikle merkeze biraz uzak, yeni bolgelerde ev fiyatlari bizim oturdugumuz apartmanla neredeyse ayni, hic dusunmedim bile !! Bir gunun icinde evi tuttuk..
Evimizin arkasinda kucuk bir bahcemiz de var.. Burada hava hala bahar gibi, evdeysek disarda oynuyor zaten Yusuf.. Icerdeyken de istedigi kadar tepinip istedigi kadar ciyaklayabiliyor gece-gunduz.. Hic umursamiyorum.. Oradan oraya kosuyor, kendine bir zarar vermedigi surece hic engellemiyorum.. Oh be ne rahatmis !! Yanliz bu eve ilk tasindigimizda "Yani simdi komsu yok mu altta, komsusuz mu bu ev?" diye diye defalarca koltuklardan, oradan buradan atlayip atlayip beni deneyisini hic unutmayacagim :)
Sonraa.. Artik bir Turk kresi var Austin'de.. Oraya gidiyor Yusufcuk.. Gerci degisen birsey yok, yine cok ama cok kiziyor bana her sabah onu birakip gidiyorum diye, okuldan sonra yatana kadar tek yaptigi benden onu birakip gitmemin acisini cikarmak ama olsun en azindan calisirken icim rahat.. Ne yedi, ay sakincali birsey olmasin, ay derdini anlatabildi mi, bunaldi mi, birseye ihtiyaci var mi? deyip durmuyorum.. Kreste yoneticiler Turk ama ogretmenler falan Amerikan.. Cok guzel ingilizce de ogreniyor.. Elhamdulillah derdini Amerikalilara bile anlatiyor yarim yamalak da olsa.. Biz de bu aralar ona bol bol birseyler okumaya calisiyoruz ki iki dili de cok iyi konusup anlayabilsin.. Izlettigim seyleri de hep Turkce izletiyorum ki olabildigince farkli Turkce kullanimlar duysun, kelimelerin once ingilizcelerini degil de Turkcelerini ogrensin..
Ah ahh, sadece dil degil ki burada, ne kaygilari oluyor insanin cocuguyla ilgili.. Sartlar, imkanlar guzel belki ama kaygilar da buyuk bu kitada !!
Neyse..
Ben simdi ne yapayim?
Biraz fotograf ekleyeyim ve kacayim..
Sinifim burasi benim..
Sinifim burasi benim..
Burada sistem farkli, Turkiye'deki gibi her sinifin degil de her ogretmenin bir odasi oluyor.. Ogrenciler geliyor sirayla sinif sinif.. Ogretmen butun gun ayni odada oluyor yani.. Orayi da istedigin gibi dekore edip duzenleme hakkin var..
Olabildigince Turk isi olsun diye ugrastim, eldeki malzemelerle ancak bu kadar oldu :)
Ama ikinci donem icin baska planlarim da var..
Bakin bakalim begenecek misiniz?