Şimdiii, Uragan ablamız geçen hafta anlatmış ya hani Ayaş'taki o meşhur güveççiyi.. Kuaybe de bunu okumuş ve canı istemiş ya hani.. Eee, Ayaş'a gidemeyeceğine göre ve evde de "Ah yaz bitiyor, ahh Ramazan da geliyor, kapandı bizim piknik sezonu.." diye hayıflanan bir koca olunca sorunu birinci elden halletmeye karar verdik..
Ozanım dün acil bir piknik planı yaptı ve kendi elleriyle hazırladı güvecimizi.. Tencere ve kapak arasını da böyle hamurla sıvadı ki buhar kaçmasın, lezzet tam olsun..
Bu bakacağınız son güveç fotoğrafı olsun, aşağıdakilere bakmayın, canınız çeker..
Ben onları kendim için koydum :P
Arabaya binip kendimizi adını bilmediğimiz ama özellikle benim çok beğendiğim bir gölün kenarına attık.. Yanımda yedek kıyafet de vardı, Yusufcuğu yüzdürürüm diye çok heveslendim ama aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- Aaa, anne buğğ, bak buğğğ..
-Evet annem su.. Hadi soyayım seni de yüzdürelim biraz..
- I ıı, hayiy..
-Girmeyecek misin suya?
- I ııı anne, ı ııı.....
Arabadaki kova kürek setini alıp gölden uzak bir köşeye konuşlandı ve taş toprakla oynadı minik :))
Yusufcuğu görebiliyor musunuz?
Bu sırada güvecimiz de pişme hazırlığındaydı..
Hişşt, siz bakmayın!!
Baktım ki bana yapacak iş yok, ben de makineyi alıp fotoğraf çektim.. Sahile oturup gölü seyrettim..
Aşağıdaki manzara karşısında insanlığımdan utanarak tabii..
Aşağıdaki manzara karşısında insanlığımdan utanarak tabii..
Hadi çevreyi korumayı, doğaya saygıyı geçtim.. İnsan en azından "Ya buraya tekrar gelirsem, ya evlatlarımın yolu düşerse.." diye düşünmez mi?
Bir süre sonra Ozan seslendi..
Güvecimiz pişmişti ve dumanı tüte tüte beni bekliyordu..
Çok acıkmış olan bazı afacanlar da servis yapmak için sabırsızlanıyordu..
Keşke o mükemmel lezzetin kokusunu da aktarma, hepinize bu yemekten bir tabak ikram etme imkanım olsaydı.. Nefisti..
Baba-oğul yemek sonrası göl kenarında hasbihal ederken..
.................................
Gelelim bugüne..
Bu kısım biraz tatsız maalesef.. Karmakarışıktı hayat bugün benim için.. Tansiyonum 8'e 4 civarındaydı hastaneye gittiğimde ve acile giriş yaptırdım.. Ben sadece kan aldırıp çıkmayı hayal ederken bir enjeksiyon ve bir şişe de serum girdi devreye.. Yusufcuk ağlıyordu bir yandan, soluk beyaz ışık daha da karartıyordu içimi.. O yatakta, kolumda serumla yatarken sanki ölüme iyice yaklaşmış kadar acıydı hayat.. Oradan çıkarken sanki ondan olabildiğince uzaklaşmış gibi tatlı..
Kapıdan çıkarken tek duam, yavrum için, onu büyütüp yetiştirebilmek için yeterince uzun bir mühlet vermesiydi bana Rabbimin..
O benim için ağlarken ben onun için yandım.. İçim yandı..
Bensiz kaldığını düşündüm bir an.. "Annee" dediğinde cevapsız kaldığını düşündüm çağrısının.. Sonrası.. Yanaklarımı ıslatan yaşlardı..
En kısa zamanda çok ayrıntılı tahliller yaptırmam gerekiyor.. Tahmin ettiğim gibi kansızlık var ama daha da ötesini araştırmaları lazım.. İstanbul'a gidince bu işi hallettirmeyi düşünüyorum.. Anneme bırakırsam Yusufcuğu içim çok rahat edecek.. Bugün Seraplar bakmış sağolsun, , hastanede durmayınca oraya götürmüş Ozan, Ahmet Aydınla çok güzel oynamış ama sürekli bunu yapamam.. Zaten fuar da başlayacak ve Ozan'ın beni götürüp getirmesi asla mümkün değil.. En iyisi İstanbul'da halletmek..
Kötü, aklıma geldikçe içimi karartan bir vesvese var içimde.. Rabbime sığınıyorum..
Dört sene öncesi geliyor aklıma, korkuyorum..
...........................
İki piknik arası derken, yarınki muhtemel pikniğimizi kastediyordum.. Galiba bu sezonun son pikniği olacak ve inşaallah arkadaşım Banucuk ve eşi Hakan abi de bize eşlik edecek.. Bir güveç ziyafeti de onlara sunacak Ozan usta.. Bana da moral depolayacak..
Gelmek isteyen olursa bekleriz.. Ankara'ya yakın bir köyün üst taraflarında, yukarıdaki çeşme ve ineklerin yakınında olacağız.. Eh, bu kadar ipucu yeter di mi :P
.................................
Gelelim bugüne..
Bu kısım biraz tatsız maalesef.. Karmakarışıktı hayat bugün benim için.. Tansiyonum 8'e 4 civarındaydı hastaneye gittiğimde ve acile giriş yaptırdım.. Ben sadece kan aldırıp çıkmayı hayal ederken bir enjeksiyon ve bir şişe de serum girdi devreye.. Yusufcuk ağlıyordu bir yandan, soluk beyaz ışık daha da karartıyordu içimi.. O yatakta, kolumda serumla yatarken sanki ölüme iyice yaklaşmış kadar acıydı hayat.. Oradan çıkarken sanki ondan olabildiğince uzaklaşmış gibi tatlı..
Kapıdan çıkarken tek duam, yavrum için, onu büyütüp yetiştirebilmek için yeterince uzun bir mühlet vermesiydi bana Rabbimin..
O benim için ağlarken ben onun için yandım.. İçim yandı..
Bensiz kaldığını düşündüm bir an.. "Annee" dediğinde cevapsız kaldığını düşündüm çağrısının.. Sonrası.. Yanaklarımı ıslatan yaşlardı..
En kısa zamanda çok ayrıntılı tahliller yaptırmam gerekiyor.. Tahmin ettiğim gibi kansızlık var ama daha da ötesini araştırmaları lazım.. İstanbul'a gidince bu işi hallettirmeyi düşünüyorum.. Anneme bırakırsam Yusufcuğu içim çok rahat edecek.. Bugün Seraplar bakmış sağolsun, , hastanede durmayınca oraya götürmüş Ozan, Ahmet Aydınla çok güzel oynamış ama sürekli bunu yapamam.. Zaten fuar da başlayacak ve Ozan'ın beni götürüp getirmesi asla mümkün değil.. En iyisi İstanbul'da halletmek..
Kötü, aklıma geldikçe içimi karartan bir vesvese var içimde.. Rabbime sığınıyorum..
Dört sene öncesi geliyor aklıma, korkuyorum..
...........................
İki piknik arası derken, yarınki muhtemel pikniğimizi kastediyordum.. Galiba bu sezonun son pikniği olacak ve inşaallah arkadaşım Banucuk ve eşi Hakan abi de bize eşlik edecek.. Bir güveç ziyafeti de onlara sunacak Ozan usta.. Bana da moral depolayacak..
Gelmek isteyen olursa bekleriz.. Ankara'ya yakın bir köyün üst taraflarında, yukarıdaki çeşme ve ineklerin yakınında olacağız.. Eh, bu kadar ipucu yeter di mi :P
8 yorum:
Kuaybecim, icini ferah tut. Rabbim insallah dualarini / dualarimizi kabul eder ve hepimizi yavrularimiza bagislar. Bir an evvel iyi haberlerini bekliyorum.
Guvecler icin de sadece su kadarini soyluyorum; cok fenasin:( Gece gece agzimin suyu akti. Bak yaziyorum hepsini bir kenara; karamelli muhallebi, Afyon kaymagi ve sucugu, Ozan usulu guvec:) Hesabiniz cok kabariyor ve bu muessese kredi karti kabul etmiyor bilesiniz:))
ozan ustaya aşçılık kariyerinde başarılar diliyorum, bu arada ben bir defa kendilerine yanlışlıkla bünyamin bey demiştim, affola.
*
neresi burası, şu çeşme ve inekleri kime sorsak gösterir?
*
kuaybecim konrol işini ihmal etme lütfen, mahvetti o kısım da yazdıkların beni. Umarım ciddi bir şey yoktur, Mevla şifa versin.
*
bu arada özlemden haberin var mı, sesi çıkmıyor bu aralar,taşınabildiler mi, yeni bir ev bulup?
Amin Ayşe Şulecim..
Bizi onlarsız, onları bizsiz bırakmasın inşaallah Rabbim..
Listeye baktım da bayaa kabarmış :P Biz bu kadar borcun altından nasıl kalkarız.. Hem benim sağlığım da el vermez artık, gece gündüz çalışamam :P En azından taksit imkanımız olsa..
**********
Bünyamin bey seni affetti Urocan merak etme :P Ama ben çok gülmüştüm o gün :))
Gideceğimiz yer Ankara Kazan arasında, size pek de uzak olmayan bir yer.. Hadi atla gel..
Özlemi de iki gündür arıyorum ama cebi kapalı, ev de doğal olarak cevap vermiyor.. Sanırım taşındılar ve kolilerle boğuşuyor!!
Hayir canim, taksit maksit anlamam. Hepsini bir seferde tahsil edicem. Hatta monu bile tasarladim, onca seyi bir seferde nasil kaldirir bu bunye diye:
Ozan usulu Afyon sucuklu guvec
Kuaybe aromali ve Afyon kaymakli karamelli muhallebi
Var mi bundan otesi:))
Yok,
gerçekten yok :))
Bir tabak ben de istiyorum bu güveçten.Ağzım sulandı vallahi.Neyse ki emzirmiyorum.Yoksa sütüm giderdi herhalde...:)Ozan ustanın ellerine sağlık.Nasıl da düşünürmüş karısını...
Baba oğul göl kenarında hasbihal ederkenki resme bayıldım.Tam kartpostal olmuş bu resim.
Sana da çok geçmiş olsun Kuaybecim.İnş. vesveselerinin hiçbiri olmaz ya da çıkmaz.İnsan hasta olduğu zaman aklına gelen tek şey ölüm ve iyileşemeyeceği.Ardından çocuklarımızn annesi kalacağı.Rabbim hayırlı sağlıklı uzun ömürler nasip etsin herkese.Tez zamanda sağlığına kavuşman dileğiyle...
çok geçmiş olsun aplaaa..acil şifalar...bu arada güveciniz süper gözüküyor ellerinize sağlık ^-^ hayırlı ramazanlar..
Merhaba Kuaybe, Rabb'im şifalar versin, bunlar vesvesedir sadece Allah'ın izniyle.
Yorum Gönder