9 Aralık 2010 Perşembe


Bir bayram gecti yazmadigim arada buralardan, bir Boston macerasi kocaman..


Sonra okulda programlar, dersler, ev.. Artik kucuk arkadaslarim haline gelen ogrenciler.. Onlarla gezmeler, yemek yapmalar, turnuvalar.. Yarin da tum siniflarimla bir yilbasi cekilisi hediyelesmesi ve kutlama -onlar icin ne kadar onemli bu anlatamam, ama ben de bir parcasi olmak istedim, onlar "iyi bayramlar" diye kostura kostura seker toplamaya geldiler cunku sinifima defalarca, bayram kartlari hazirladilar bana, pano yaptilar, simdi de ben onlarin sevincine ortak olmak istiyorum)


Burada okulun son on gunu.. Kis tatiline giriyoruz ondan sonra, iki hafta.. O arada uzun uzun yazmak nasip olur insaallah.. Yine vakit yok, yine !! Bu Amerikan hukumeti cok calistiriyor bizi coooooooookkkkk !! Ozel okulda calisiyor olsaydim nasil olurdu, yine bu kadar yogun olur muydum bilmem ama bu devlet okulunda bile alti gun kostur kostur, ancak yetisiyor isler !!


Neyse sizi simdilik bu fotografla bas basa birakiyorum -yine pembeli :)- ben en kisa zamanda hemen yine kacarim buraya :)) Bu arada, bir oncek yazima birakilan birbirinden guzel butun yorumlara cooooooooookkkk tesekkur ederim.. "Iyi ki yazmisim" dedirdiniz bana yine..

14 Kasım 2010 Pazar

Bu sayfayi okuyan var da yazan yok anlasilan !!



Bir onceki postta o soruyu yazip da kactigimda aklimin ucundan bile gecmiyordu bu kadar cok yorum ve mail gelecegi.. Beni paylasmaya iten, yazmaya iten birsey var icimde.. Kendimi bildim bileli var bu.. Ama paylasacak kimse olmasa anlami olmaz yazmanin..



Buradasiniz !! Tesekkur ediyorum..

Her firsatta az da olsa buraya yazmaya bir kez daha soz verdim kendime.. Oglum icin ve sizin icin.. Neden bilmiyorum, yazdiklarim degerli birileri icin.. Gercekten bilmiyorum, neden?



Ama bilmesem de sebebini, cok guzel bir duygu bu.. Tesekkur ederim.. Bazen insanin herseyden cok ihtiyac duydugu sey bu.. Bir muhatab, bir ses, bir yorum, bir anlayan.. Paylasan biri iste.. Aktarilan neyse onu paylasan biri..





Tamam iste.. Yaziyorum yeniden !!
Hep orada olun tamam mi?





Bugun soyle bir geri baktim, bir dusundum de on ayi gecmis biz Amerika'ya geleli !
Neler neler olmus, neler degismis..



En cok da ben degismisim !



Aslinda neler neler yazmak istedim ben buraya.. Cogunu kafamda yazdim hatta, fotograflar ekledim ama hep birseyler gecti onune, hep "Aksama kalsin"lara kurban gitti !! Aksamlar sabahlari, sabahlar aksamlari kovaladi bir telas icinde..


Koskoca bir Ramazan geldi gecti mesela.. Gurbette ilk Ramazan.. Iki satir yazamadim.. Buruk iftarlar ettim.. Kimseye birsey belli etmedim.. Burada boyle cunku, birisi yaranin kabugunu kaldirmayagorsun, herkesin gozunden suzuluyor yaslar.. Okulda oyalandim bol bol, unuttum kendimi dinlemeyi..Yemek bloglarina baktim, tarifler denedim, -hic gulmeyin- biber kizartmalarini bile aglamaya bahane ettim.. Youtube'dan iftar-Ramazan videolari izledim bazen, pencerede ezani bekleyen bir cocugun ilk sedayi duyup da sofraya kosusundaki neseyi illistiriverdim kalbimin bir kosesine.. Yine de eksikti birseyler.. Hep eksikti..

Ama sonra degisti birseyler.. Okulda yavas yavas tanisinca insanlarla, bircok Amerikali arkadas geldi evimize.. Sofralarimiz onlarla senlendi.. Paylastik, konustuk, anlastik.. Sonra cabucak gecti gitti koca ay.. Ben son gun bir baktim, bu Ramazan hayatimin en bereketli Ramazani olmus !! Simdiye kadar hic bu kadar cok misafir agirlamamistim Ramazan'da..





Ardindan Bayram tabii..

Ben bayramda yanliz olacagiz burada, annemleri goremeyecegim diye basinin etini yerken Ozan'in 'beterin beteri varmis' demek zorunda kaldim.. Ozan Turkiye'ye gitti bayramda, "EVET" demek icin.. Yusufcukla bas basa gecirdik bayrami.. Ama yine de guzeldi.. Ozellikle bayramin ilk gunu burada okul gunune denk geldigi icin cok coskulu gecti benim icin.. Ogrencilerime sunumlar yaptim bayramla ilgili, el opmeyi, seker toplamayi, bayram ziyaretlerini anlattim.. "Komsu" ne demek onu bile bilmeyen cocuklar hayran hayran dinlediler tabii.. Bayram kartlari yaptirdim onlara, pano hazirladik beraber.. Sekerler verdim avuc avuc.. Ertesi gun de Kultur Merkezi'nde bayram kahvaltisi yaptik diger Turk ailelerle.. Herkes birbirine ana-baba-kardes oldu, bayram daha bir bayram oldu..



Bu bayram nasil gececek bakalim.. Yine beraber olamayacagiz ailece.. Bu sefer de ben olmayacagim evde.. Iki gun sonra Boston'a gidiyorum bir 'yabanci dil ogretimi' egitimi ve fuari icin bes gunlugune.. Bayrami orada gecirmis olacagim.. Ama zaten evde olsaydim da pek bayram gibi olmayacakti bu bayram da.. Dort gun de okul gunlerine denk geliyor burada.. Dusunuyorum da bayrami ulkece, milletce kutlamak ne guzel !! Bayrami bayram yapan o zaten.. Paylasilmayinca tadi olmuyor, buruk-kirik kaliyor bir taraf insanin icinde..





Sonraaaaa..

Yusufcum dort yasini bitirdi benim yazmadigim donemde !!



Ne zaman buyudu, ne zaman kucuk bir adama donustu benim minik bebegim?
Nasil, neden bu kadar hizli?



Tam bir cocuk artik Yusufcuk !! Bazen arkadas bana bazen de anlasmasi en zor insan.. Bir gun oyle bir gun boyle idare edip gidiyoruz birbirimizi..



Yanliz bu aralar icimdeki en buyuk soru su:
Ergenlik bunalimi yasi dorde dusmus olabilir mi?
Bu konuda ciddi suphelerim var..



Neyse, ben dogumgunune doneyim kucuk beyin.. "Batman" olmak istedi, "hay hay"dedik -sanki baska caremiz varmis gibi :P- Sonra da iki gun cikarmadi o kiyafeti uzerinden.. Buyuk buyuk giydi, onunla uyudu !!




Kucuk adamim, nice yaslara !!



Neler yaptik baska, neler?


Himm, Yusufcukla bir sehirdisi macerasi yasadik mesela.. Ozan yoktu yine ve benim Houston'a gitmem gerekiyordu bir toplanti icin.. Araba kiraladik, Yusufcukla atladik gittik.. (Dikkatini cekti mi sevgili okuyucu, artik sehir icini falan gectim sehirlerarasi araba kullaniyorum ben!! Astim kendimi, valla bak :P - Houston'da isimiz bitti sonra da San Antonio'ya gittik bir arkadasimi gormeye kucuk adamimla.. Cok eglendik.. Bir Turk restoranti var orada, Uludag gazoz icip Adana kebap da yedim ya burada daha ne diyeyim !!
( Zaten bir tezim var artik benim Amerika icin: Burada yok yok !! Olmayan sadece anasi-babasi insanin.. Onun haricinde ne var ne yoksa bulunuyor dogru yere bakarsan.. Basortu de dahil buna, uzun etek de, baharat da ivir da zivir da.. Bosuna korkmusum o kadar gelmeden once ! )


Sonraa.. Aaa en onemli seyler sona kalmis !! Artik bir apartmanda degiliz biz, mustakil bir evde oturuyoruz.. Yazmis miydim bunu hatirlamiyorum? Atilmak uzereydik siteden, kendimiz cikalim dedik :P Komsunun kapiya biraktigi son sikayet mektubu tam bir sayfaydi !!


Simdi cok rahatiz Allah'a sukur.. Burada mustakil evde oturmak Turkiyedeki gibi bir luks degil.. Genel olan bu burada.. Koskoca eyalet, arazi bol, her yer tek tek ev.. Yer derdi, sehre sigma derdi yok ki adamlarin.. Apartmanlarda genelde aile olmayanlar oturuyor zaten.. Tasinmaya karar verince biraz arastirdik, baktik ki ozellikle merkeze biraz uzak, yeni bolgelerde ev fiyatlari bizim oturdugumuz apartmanla neredeyse ayni, hic dusunmedim bile !! Bir gunun icinde evi tuttuk..
Evimizin arkasinda kucuk bir bahcemiz de var.. Burada hava hala bahar gibi, evdeysek disarda oynuyor zaten Yusuf.. Icerdeyken de istedigi kadar tepinip istedigi kadar ciyaklayabiliyor gece-gunduz.. Hic umursamiyorum.. Oradan oraya kosuyor, kendine bir zarar vermedigi surece hic engellemiyorum.. Oh be ne rahatmis !! Yanliz bu eve ilk tasindigimizda "Yani simdi komsu yok mu altta, komsusuz mu bu ev?" diye diye defalarca koltuklardan, oradan buradan atlayip atlayip beni deneyisini hic unutmayacagim :)

Sonraa.. Artik bir Turk kresi var Austin'de.. Oraya gidiyor Yusufcuk.. Gerci degisen birsey yok, yine cok ama cok kiziyor bana her sabah onu birakip gidiyorum diye, okuldan sonra yatana kadar tek yaptigi benden onu birakip gitmemin acisini cikarmak ama olsun en azindan calisirken icim rahat.. Ne yedi, ay sakincali birsey olmasin, ay derdini anlatabildi mi, bunaldi mi, birseye ihtiyaci var mi? deyip durmuyorum.. Kreste yoneticiler Turk ama ogretmenler falan Amerikan.. Cok guzel ingilizce de ogreniyor.. Elhamdulillah derdini Amerikalilara bile anlatiyor yarim yamalak da olsa.. Biz de bu aralar ona bol bol birseyler okumaya calisiyoruz ki iki dili de cok iyi konusup anlayabilsin.. Izlettigim seyleri de hep Turkce izletiyorum ki olabildigince farkli Turkce kullanimlar duysun, kelimelerin once ingilizcelerini degil de Turkcelerini ogrensin..


Ah ahh, sadece dil degil ki burada, ne kaygilari oluyor insanin cocuguyla ilgili.. Sartlar, imkanlar guzel belki ama kaygilar da buyuk bu kitada !!



Neyse..

Ben simdi ne yapayim?

Biraz fotograf ekleyeyim ve kacayim..

Sinifim burasi benim..

Burada sistem farkli, Turkiye'deki gibi her sinifin degil de her ogretmenin bir odasi oluyor.. Ogrenciler geliyor sirayla sinif sinif.. Ogretmen butun gun ayni odada oluyor yani.. Orayi da istedigin gibi dekore edip duzenleme hakkin var..

Olabildigince Turk isi olsun diye ugrastim, eldeki malzemelerle ancak bu kadar oldu :)

Ama ikinci donem icin baska planlarim da var..

Bakin bakalim begenecek misiniz?















Hoscakalin simdilik..

Dedigim gibi, hala buralarda oldugunuz icin tesekkurler..

Seviyorum sizi !!










4 Ekim 2010 Pazartesi

Gunun sorusu:

Hala bu sayfayi okuyan var mi?

:))

3 Haziran 2010 Perşembe

Memleket dedigin,
Ege gibi olmali..



Hashaslar ciceklenmeli tam da bu mevsimde,
baktigin her kosede..




Al al gelincikler bitmeli taslarin dibinde..



Begonviller sarmali bahce duvarlarini..




Ve sen,
sadece maviyi kucaklamalisin kollarini kocaman kocaman actiginda..


Nereyi buralardan daha cok sevmem mumkun ki ?
Nereyi ?


22 Mayıs 2010 Cumartesi

Austın - Dallas - Atlanta - Parıs - Istanbul
25 saat..


Ve,
iste sonuc..

Bız kaybolan valızımızı ararken
-evet, yıne!!-
bulabıldıgı en rahat yerde uyku-baygınlık arası bırseylerı tecrube eden Yusufum..


Uc gunun sonunda kendımıze gelebılmıs olmamız harıka :P



Turkıye'ye gelecek olanlara cagrı :
Aman ne yapın ne edın,
Aır France'den uzak durun !!
Bız hayatımızın hatasını yaptık mecburen
-baska bılet olmadıgı ıcın, sezon yougunlugundan-
sız yapmayın !!



Sımdılık bır hayalın ıcınde yurur gıbıyım..
Evımde uyuyorum uc gundur, annemlerle aynı masada yemek yıyorum..
Eskıden alısverıs yaptıgım esnafa gıdıyorum yıne, yuzler aynı..


Hayal gıbı..
Bır daha hıc olmayacakmıs gıbı gelen seyler oluyor sımdı..


Yarın son, ayrılıyorum annemlerden..
Okulumuzun kardes okuluna,
yaz okulu programına gıdecegız ama ıkı hafta sonra bır hafta tatılım daha var..
Son hafta da Turkıye gezısı yıne..


Arada fırsat buldukca yazar, fotograf eklerım..
Bana ulasamayanlar merak etmesın, farklı bır hat kullanacagım gecıcı olarak..
Facebook ya da buradan ıletısım kurabılırız..



Son olarak dunden bır dıyalog
ve
kactııııımmmmmm.....


- Yusufcum hadı asansoru cagır annanem..
- Asansooooooooorrrrrrrr..


:))



Hoscakalın..

14 Mayıs 2010 Cuma

Hani ben bir ruya gormustum ya bahar tatilinde..
Iste haftaya insaallah yine gorecegim ayni ruyayi..

Bu sefer annemler de olacak insallah icinde, sevdiklerim de olacak..
Hepsini olmasa da bazilarini yeniden gorebilecegim, sarilabilecegim kocaman..

Sicacik bir bardak cay icecegim annemin elinden..
Butun fotograflarimi gosterecegim babama tek tek, anlata anlata neden-nasil cektigimi..

Yeniden ayni samimiyeti hissedecegim birkac dostun sohbetinde..

Insaallah..

11 Mayıs 2010 Salı



Bazen kipkirmizidir baktigin ufuklar..




Neye yormak gerektigi bunu,

tamamen "kirmizi"da ne gordugune baglidir..






Bazense cok kolaydir hayata bakmak..




Onu oldugu gibi gormeyi

kabul edebilecek kadar gucluysen eger..






Guc?




Iste orasi biraz karmasik..


28 Nisan 2010 Çarşamba

Belki de en cok "kosmak"tir cocukluk..
Ayaklari yerden kesilene kadar kosmak.. Ucar gibi kosmak..


Bazen de kapanip odaya, ne varsa hayalinde onlari karalamaktir kara bir tahtaya..
Uc kucuk cizgiden bir dinazor, iki yuvarlaktan havada ucan spiderman yapmaktir..



Gecenin bir yarisi uyanip, kucucuk parmagiyla isaret ederek odanin karanlik bir kosesine "Simdi gercek mi bu canavay, benim goydugum?" diye sormaktir olanca masumlukla..

"Hayir, evimizde canavar yok annecim, sadece masallarda olur onlar.." cevabini duyar duymaz annenin kucagina iyice sokulup sonsuz bir guvenle yeniden uykuya dalmaktir..


Markette gorup-yapisip aldirdigi "is cantasi"yla gitmektir her yere cocukluk..
Ne var ne yok kendisi icin degerli hep o cantada tutmak, hep onu tasimaktir..


Bazen digerlerinden oldukca farkli olmaktir cocukluk..



Bir turlu duz yoldan yuruyememek,
hep kenarlarda macera aramak..

Patates kizartmasini ketcapa degil de recele batirip bayila bayila yemektir mesela..


"Tucuk damatliiimi giyceeemmm.." diye tutturmak,
sonra da evde kendi kendine duzenledigi dugunde oynaya oynaya kendiden gecmektir..

"Eee, bi de kiz yok mu peki damat icin?" diye sormak, sonra da utanip koltuga kapatmaktir yuzunu.. Ama cocukluk, eninde sonunda dayanamayip "Betul olsun o kis bayii" deyivermektir gizlenmeye ihtiyac duymadan..



"Butun anneley bebekleyinin elleyini kapatiyo boole.." diyerek, uyutmadan once ayisinin ellerini buldugu eldivene benzer ilk seyle, hediye paketleriyle kapatmaktir cocukluk..


Kendi elleri icinse, banyodan sonra burus burus oldular diye sevinip havalara ucmaktir..




Disarda herhangi bir yerde olmayi, icerde herhangi bir yerde olmaktan hep daha cok sevmektir cocukluk.. Kesfetmek, aramaktir..



Dallarin arasinda kucuk arkadaslar oldugundan emin olmak..



Ama en cok da, bu arkadaslari bulamayinca, bukulen dudaktir cocukluk..



Kamp yaparken annesini kasinma krizine sokan alerjen bir tirtili arayip bulmaya calismak, bulunca "Butun ayaklayini kiyicam ben onun.. Yuyuyemesin, senin yanina gelmesin, kasindiymasin seni diye.." aciklamaktir durumu..


Golun karsi kiyisina gecen babasinin arkasindan dakikalarca aglamak, sonra yollara dusup gitmek ve uzaklarda bir kayik bulup ona yapismaktir cocukluk.. Annesi korkuyla onu bulunca da "Bununla gidicem ben babama, ustum islanmas o zaman hem golde.." diye savunmaktir kendini..



Ama en cok da her sabah ama her sabah annesi onu birakirken, ne kadar derin uyursa uyusun bazen gozlerini aralamayi basararak bazen onlarin ardindan, "Eykenden gelip alcan mi beni?" diye sorarak bir diken batirmaktir annenin yuregine.. "Soz veriyorum.." cevabini her gun ayni kizginlikla kabul etmek zorunda kalmaktir..


Cocuk olmak, zannettigim kadar kolay degil belki de..


8 Nisan 2010 Perşembe

Dun, dersten sonra gecenin bir vakti benzin alirken, tam elimde pompa ilerlerken arabaya dogru -burada herkes kendisi aliyor benzinini, makinada kartla odenip dolduruluyor- aklima dustu birden.. Hani olur ya, aydinlanma ani gibi birsey.. Dedim, "Allahim, bir blogum vardi benim!!Amaniiiiiiin, ne zamandir bloga yazmadim ben hicbirsey!! "

:))

Oysa hep geliyor aklima birseyler, biriktiriyorum.. Birsey oluyor mesela, hih, bunu yazayim bak yarin, diyorum.. Ama o yarinlar hep birbirini kovaliyor ben onlara yetisemeden..

Gecen hafta dort gunum Houston'da gecti mesela.. Dordu de Yusufcugumsuz.. Turkce Olimpiyatinin Texas finalleri vardi ve bizim okulun Folklor Takimindan da yapilacak ortak gosteriye katilmalari istendi.. Yusufcukla gidersem hicbirsey yapamayacagimdan ve uc gun surekli provalarla gececeginden onu babasina birakip gittim mecburen..

Finaller harikaydi ama.. Ben goturdugum ogrencilerden daha cok eglendim orasi kesin :)) Her sarkida, her alkista, her cosma aninda bayraklarimi salladim, hopladim, zipladim :)) Ozellikle Dallas'tan gelen Amerikali ogrenciler bir halkoyunu oynadi, bir Kolbasti sovu yapti ki bircok Turk takim oynayamaz o kadar guzel, eminim..

Seneye biz de iddialiyiz ama insaallah.. Uzun uzun vakit olacak provalar icin ve harika bir oyun hazirlayabiliriz iyi bir ekiple..

Neyse.. Vakit su gibi akip gidiyor iste.. Dedigim gibi, ben de sadece biriktiriyorum..

"Turkce biliyor musun?" diye sordugumda derste, "Kucuk biliyorum" demisti ve beni dakikalarca guldurmustu mesela bir ogrencim, onu yazacaktim ben taa ne zaman..


Ve su fotografi ekleyecektim.. Buguneymis nasip..


Simdi gidip "sabikali" altilarimla bir saat cedellesmem gerekiyor, hoscakalin :))

26 Mart 2010 Cuma

Bir ruya gordum gecen hafta..
"Turkiye"ydi adi..




Ayasofya



Yerebatan Sarnici

Topkapi Sarayi




Caddeler, dukkanlar, Kapali Carsi








Nevsehir - Kapadokya







Izmir -Efes


Antalya





Titanic 2 :))

Ozan'in gecen yaz tirmandigi Akdaglar..
Ici gitti ici.. Ucaktan el salladi sadece :))
Istanbul - Camlica

Bogaz turu..



Uskudar - Canakkale Sehitleri Anma Sergisi

Yedikule Zindanlari - Surlar

Halic Koprusu
Eminonu..
Gozunu sevdigim balik-ekmek tekneleri..
Adalar'a yolculuk..




Ve isil isil bir veda ruhumun ait oldugu sehirden..