26 Şubat 2010 Cuma

En begendigim seslerden birisi kesinlikle Kirac..
Ama eski albumlerini daha cok seviyorum bu da bir gercek..

Beni aglatti ya "Sari Gelin"ini ve "Senden Baska"siyla bugun sabah sabah, ne diyeyim..
(Biliyorum Turkiye'de aksam ama biz daha yeni basladik gune :P )

Haa, bir de "Yikik"i tavsiye ederim daha once dinlemeyenlere..
Ben bayiliyorum..


Ayy, bugunun Cuma oldugu cok mu belli oldu bu ivir zivir yazidan :)))

25 Şubat 2010 Perşembe

Uzaklardaki ilk kandilimin huznunu,
bu guzellikleri dinleyerek atmaya calisiyorum uzerimden..
Hayirli Kandiller herkese..
( Dualarinizda ismen yer almak umidiyle.. )

24 Şubat 2010 Çarşamba





Ankara'dan kar da getirmisiz anlasilan buraya..
Kac yildan sonra ilk defa kar yagdi dun Austin'e..
Millet resmen "cilgin"a bagladi :))




Ozellikle kucuk ogrenciler,
"Ayyyy hayatimizda ilk defa goruyoruz.."
diye diye oynadilar guya biriken karla :))
Ben de arkalarindan yer yer gozum dolarak baktim
Ankara'da gecirdigim bembeyaz kislar aklima geldikce..

Oysa dune kadar gunluk guneslikti hava..
Pazar gunu kursa gitmeyip tum gunu oglumla parklarda, alisveriste gecirecek kadar guzel..


Artik cok rahat araba kullanabiliyorum elhamdulillah.. Basta "yapamam" dedim ama su anda hergun, istedigim her yere gidebilecek kadar sehri biliyorum ve kendi basima gidebiliyorum..
Yusufu da okuldan hergun ben aliyorum zaten..


-- Babacim artik gelebilirsiniz :)) --



Yusufcuk biraz daha iyi gibi..
Aksamlari gezip tozup o iyice yoruluncaya kadar eve girmiyoruz..
Gidince de ufak capli krizimizi olabildigince ustune gitmeden sakinlestirmeye calisarak yavasca atlatmaya calisiyoruz.. Hergun "artik aglamayan abi" olmaya karar verdigi icin alinan ufak bir oyuncak ya da hediye de cabasi isin :P


Annemin tavsiye ettigi bir dua var, Sekine, simdi onun ciktisini alip onu da okumaya baslayacagim insaallah Yusufcuk icin hergun.. O okuyormus ama ben de okursam belki daha da iyi olur..



Son olarak birkac cumle Yusufcuktan ve sonra ben kaciyorum..
Aksamki dersimi hazirlamam lazim, universite ogrencileri 6. siniflarima hic benzemiyor :P


- Babacim bak manki (monkey-maymun) gibi banana (muz) yiyorum :))
- Mamiii, mamiiii (anne) agliyorum beni sustuy :))
- Tigcirim (ogretmenim) geldi, hends (eller) yikanacak dedi bana :))
Yarim yamalak da olsa iletisim kuruyoruz iste :P
Hoscakalin..










Ilk altiya giremedik olimpiyat elemelerinde ama ogrencilerle cok guzel bir gun gecirdik Houston'da..

Daha iyisi seneye insaallah :))

19 Şubat 2010 Cuma

Belki de sonradan yeniden yasamamak, hatirlamamk icin yazmiyorum bugunleri..

Zor gecti su son iki hafta.. Yusufcukta, buraya gelmenin, konusulani anlamadigi-derdini anlatamadigi, annesinden tum gun ayri kaldigi ortamlarin "beklenen" etkisi kendini gostermeye basladi iyice..

Yatistirmakta cok zorlaniyoruz ofke nobetlerini..
Kendimizi yatistirmakta da zorlaniyoruz ve cogu zaman bu surec, ucumuzun de cok zarar gordugu sacma sapan birseye donusuyor..

Ertesi gun, hatirladikca zir zir aglamak kaliyor bana sadece..
Su anda oldugu gibi..

Yusufcuk artik ard arda yukselen cigliklarla agladigi ve ayni anda kendini yere atip topuklariyla olanca gucuyle yere vurdugu icin komsuyla da buyuk problem yasadik.. Burada insanlar kesinlikle anlayis gostermiyor sese, cocuk sesi olsa bile.. ( Ki Yusuf gercekten abartiyor isi, cok da haksiz degiller sanirim) Ofise gidip konustum, tasinacagiz evden.. Ama oyle hemen tasinmak da yok burada.. Once tasinacagina dair bir uyari veriyorsun site yonetimine ve en az bir ay daha oturmak ve kira odemek zorundayiz bu uyaridan sonra.. Arti bir de kontrat bitiminden once ciktigimiz icin iki kira da (yaklasik 2000 dolar!) ceza odemek zorundayiz..

Ama su eziyet bitecek ya sonunda, raziyim !!

Oglum hic mutlu degil cunku.. Okulda mutlu ve rahat degil, anlasa bile soylenenleri hala kendini ifade edemiyor ve gergin oldugu cok rahat anlasiliyor.. Eve geliyoruz, cocuk orada da rahat degil.. Hoplamak, ziplamak, kosa kosa oynamak istiyor.. Ama biz mecburen yaptigi herseyi engelliyoruz ses olmasin diye.. Sadece oturmak (ki pek olmuyor bu) ve cani istediginde cosamamak onu yine geriyor.. Bir noktadan sonra yine kosmaya, bagirmaya basliyor, engellersek de sonu husranla biten su ofke nobetlerini yasiyoruz iste.. Cocuk resmen isyan ediyor artik bu kadar gerilmeye!!

Evler ahsap ve ince burada ve yurumek bile yetiyor asagi ses gitmesine.. Cok erken yattigi icin insanlar, Turkiye'de aksam yemegi yenen vakit burada gece olmus oluyor.. Zaten komsu da olayi ofise anlatirken 'gece gec saatte gurultu vardi' diye anlatmis ki saat dokuz civariydi!!

Eve olabildigince gec gitmeyi denedik - ki Yusufcuk gider gitmez uyusun ama nerdeeeee? "Ben oyuncaklarimla hic oynayamadim ki amaaaaaa.." diye tutturup daha beter problem cikariyor bu sefer.. Zaten uyumaktan nefret eden bir cocuk, bu sadece sabah daha da zor kalkmasina sebep oluyor.. Her sekilde kisir dongudeyiz yani..

Mustakil bir eve cikmayi dusunuyoruz cozum olarak.. Kiralar apartmanlara gore cok yuksek ama ben bir oda bir salona bile raziyim, kucuk evlere bakacagiz, belki onlar daha uygun olur.. Yeter ki bir bahcesi olsun ve Yusuf eve gelince isterse yatana kadar ziplasin ama icimiz rahat olsun..

Surasi kesin cunku, sakin fitratli bir cocuk degil benim oglum.. Dogdugundan beri huysuz.. Daha dogrusu mizmiz ve tatminsiz.. En ufak birsey bile yetiyor onu aglatmaya, yerlerde yuvarlandirmaya.. Beklentileri ve oyun anlayisi cok farkli.. Onu degistiremeyecegimize gore, ona daha ozgur olabilecegi ve kendi istedigi sekilde rahatlayabilecegi ( atlayarak, deli deli kosarak, tirmanarak ve hatta sebepsiz yere dakikalarca ve gucunun yettigince bagirarak) bir ortam saglamaya calisacagiz.. Baska caremiz yok!!

Uc hafta sonra Turkiye gezisi var.. Haftaya ofise cikis notunu verip Turkiye'den dondukten sonra da tasinmayi planliyoruz.. Hatta eger mumkun olursa Ozan'in annesini de bir an once buraya getirmeyi.. O zaman Yusufu okuldan da alabiliriz cunku.. Belki daha iyi hisseder kendini oyle..

Neyse.. Guya anlatmayacaktim, hatirlamayacaktim..
Duramadim yine !!

Hem blog bunun icin di mi :P

Yarin Houston'a gidecegiz insaallah folklor yarismasi icin..
Derece alirsak yazarim :))

Sonra da yeni hafta, yeni umutlar :P

Dua edin bize ozellikle de Yusufcuguma olur mu..

5 Şubat 2010 Cuma

Cuma, oleeeeyyyyyy :))

Aslinda niye seviniyorum bugun Cuma diye bilmiyorum.. Sanki haftaici ve haftasonu arasinda bir ayrim varmis gibi :P Cumartesi-Pazari da okulda geciriyoruz zaten :)) Ama degiyor gercekten.. Folklor takimimiz seke seke oynuyor su anda oyunu, Houston'da derece icin ciddi ciddi umitlenmeye basladik..

Aslinda guzel bir hafta olabilirdi bu hafta.. Cunku.. Kultur dersini actik artik mesela.. Sekiz ogrenci gelip kayit yaptirdi.. Bir-iki de aday var, belki onlar da gelir Pazartesi.. Dersi verecegim sinifi da susledim guzelce.. Kultur Merkezin'nden guzel guzel havlular, tulbentler, kucuk figurler ve susler aldim Turk Kulturunu yansitan.. Duvarlara bayragimizi ve ipek uzerine islemeli panolarimizi da astik guzelce.. Bence cok seker oldu :)) Burada sistem boyle cunku.. Sinifini kendin dekore ediyorsun.. Ogretmen gezmiyor sinif sinif, ogrenci geziyor.. Her ogretmenin bir odasi yani sinifi oluyor, onu istedigi gibi dizayn ediyor ve o dersi alan siniflar-ogrenciler onun odasina geliyor ders programina gore..

Baskaa.. Yaramaz 6. siniflarla da isler yoluna girmeye basladi gibi.. En azindan bugun iyi gecti ders.. Sanirim bugunu 'film' gunu yaptigim icin ve istedikleri atistirmaliklari ve sakizlarini getirmelerine izin verdigim icin beni artik daha cok seviyorlar :P

Sonraa.. Universitedeki ilk dersime de gittim bu hafta.. Gayet guzel ve istekli bir grup var.. Onlar da dokuz kisi.. Bazilari Turklerle evli Amerikan bayanlar, bazilari da sadece merakindan Turkce ogrenen Amerikalilar.. Gary diye 40 yaslarina yakin bir bey var mesela, hemsire.. Almanya'da bes sene calismis ve orada ogrenmeye baslamis Turkceyi komsularindan.. Burada da Turkce dersi acildigini duyunca kaydolmus hemen ilerletmek icin.. Ne kadar guzel ve ilginc yaa.. Buradaki insanlarin cogu kendini olabildigince gelistirme cabasinda ve bu benim cok hosuma gidiyor.. Okulumda bir hoca var mesela, Mr. Foster, hergun saat dortte kalkiyormus sadece kitap okuyabilmek icin.. Gun icinde vakit kalmadigini gorunce uykusundan fedakarlik yapmaya karar vermis.. Bense sabah kahvalti ile etmiyorum evde az daha uyuyayim diye!!

Mr. Foster deyince aklima geldi.. Burada genelde ogretmenler, ogrenciler isim kullanmiyorlar birisine hitap etmek icin.. Soyad ve unvan kullaniliyor.. Ornegin erkekler icin 'mistir', bayanlar icin de 'misis' gibi.. Simdi biz Ozanla ayni okuldayiz ya, O Mistir Basturk ben de Misis Basturk, aynen bizim ortaokul kitaplarindaki Mr. and Mrs. Brown gibi hissedyorum kendimizi birisi seslendigi zaman :))))

Neyse konu nereden nereye geldi.. Ne diyordum, guzel olabilirdi bu hafta cunku hem kirmizi koltuklarimin geldigi hem de Mart'ta Turkiye'ye gidecegimizi ogredigimiz bir haftaydi..

Evet Mart'ta Turkiye'ye gidiyoruz insaallah..
Okulun her sene yaptigi Turkiye gezisine, bu sene kaydolan Amerikali ogretmenler ve ailelerine rehber olarak :)) On kisilik bir grup ve biz..

Ama anne-babami bile ancak geliste ve donuste havaalaninda gorebilecegim!! Bu sadece bir is gezisi yani :P Varir varmaz Yusufcugu onlara teslim edecegiz ve donerken de havaalanindan alacagiz insaallah.. Biz grupla dokuz gun sehir sehir gezerken o da anneanne-babaanne ve dede keyfi cikaracak :)) Ama buna da sukur.. En azindan "Ah.. Keske getirseymisim.." dedigim seyleri annecigime hazirlatip donuste valizi onlardan alip getirme sansim olacak..

Neyse.. Bir kere daha yazayim, aslinda cok guzel olabilirdi bu hafta..
Ozan yeniden disinden ameliyat olmasaydi !!

Guya Amerika'ya gelince ameliyat olmak zorunda kalmasin diye aldirmisti o iki gomulu disi.. Ama nasipte burada ameliyat olmak varmis..

Disleri alindigindan beri dorduncu antibiyotigi burada bitirdi zavallim.. Surekli iltihap ve sislik vardi cene kemiginde.. Buraya gelmeden bir gece once son bir kez daha Istanbul'da da kontrole gitti ama kaslarda iltihap oldugunu, antibiyotikle gececegini ve bunun iyilesme surecinde normal oldugunu soylemisler.. Ama gercek bu degilmis.. Meger ilk ameliyattan parca kalmis cene kemiginin icinde.. Burada gittigi disci film cektirince farkettiler -Turkiyedekilerin aklina gelmemis niyeyse!-

Hasili kelam, ayni ameliati ikinci kez olmak zorunda kaldi Ozan.. Dikisleri yeniden acip daha da ilerletmisler hatta.. Kemigi iyice torpuleyip kalan parcayi ve artik iltihaplana iltihaplana kiste donusen kismi almislar.. ( Ayy, yazarken bile fena oluyorum ben, o nasil dayandi hic bilmiyorum..)

Ve tum bunlar, benim universitede dersim oldugu gune denk geldi.. Once Ozan kayboldu ve yaklasik iki bucuk saatte gitti klinige.. Telefon ustune telefon ettim ama ne kadar Googgle Map haritasina gore tarif etsem de cikaramadik adresi.. O olmayinca Yusufcuk kreste daha uzun kaldi ve ben okul cikisina kadar alamadim, cikista da hem krese hem de diger derse yetisemeyecegim icin kresteki diger Turk cocuklardan birinin ailesinden rica ettim -o da Harmony Science Academy'de yani benim calistigim okulun farkli bir kampusunde calisan bir ogretmen- Yusufcugu onlar aldi.. Ben aksam dersten cikip da sehrin kuzeyine gidene kadar saat on oldu zaten.. Gittigimde uyumustu yavrum.. Bu arada Ozan o kadar agir ilaca ragmen kendi basina yagmurda araba kullana kullana eve gelmis ve fenalasmis halde yatiyordu.. Ay Allahim.. Tam karmasaydi!!

Ama cok sukur su anda iyi.. Hatta ilk ameliyata gore cok cok daha iyi.. Uc aydir cektigi iskencenin bitecek olmasi onu iyilestiriyor sanirim :))

Simdi de Yusufcugum hasta.. Cok atesliydi gece.. Sabah izin aldim, okula gelmedim, oglen biraktik onu krese.. Cikista da babasi alip geldi.. Simdi bir yandan atesli atesli yanimda kuduruyor bir yandan da gozlerini ovusturuyor, uyumak istiyor galiba.. Folklor calismasi bir bitsin, hemen eve gonderecegim babasiyla ikisini, uyusunlar misil misil..Benim aksam bir toplantiya gitmem gerekiyor cunku..

Hatta becerebilirsem kendim gidecegim arabayla.. Kullanmaya basladim cunku.. Ozellikle de Ozan yanimdayken olabildigince kullanmaya calisiyorum, yanliz zamanlara hazirlik olsun diye.. Bu arada, araba aldik Allah'a sukur.. Onu da yine bir Turkten aldigimiz icin taksit imkanimiz da oldu ve pek dusunmedik.. Tek kapili ama simdilik isimizi goruyor ve Ozan kendine araba aldiginda bu benim olacak.. Parketmesi kolay cunku :))

Hadi hoscakalin simdilik.. Ben kaciyorum..
Bol bol da dua istiyorum, hatirlatayim yine dedim :))