Birkaç gündür iyi değildim pek ama şimdi, az önce annemle yaptığımız bir buçuk saatlik hoşsohbet kahvaltının yüklediği enerji var üzerimde.. İyi geldi valla..
Önce nereden başlasam olanları anlatmaya bilmiyorum.. En iyisi önce merak edilen haberden bahsetmek..
Geçen hafta aniden taşınmamaız gerektiği çıktı ortaya..Çünkü artık evdeki kişi sayısı artacak, bu haliyle bize ancak yeten evimiz küçük gelmeye başlayacaktı..Yavaş yavaş ev aramaya başladık..
Hi hiii... Hamileyim zannettiniz di mi.. Değilim :))
Evdeki kişi sayısı artacak çünkü uzun bir süre ( en azından biz yurtdışına gidene kadar, yani bir sene gibi) Ozan'ın annesini ve kardeşini bizde misafir edeceğiz.. Onur Ankara'da çalışmaya başlayacak ve kayınvalidem de köyde yanlız kalamayacağı için ( daha doğrusu biz kalmasını istemediğimiz için) onu da alacağız yanımıza..
Taşınmaktan da vazgeçtik bu arada.. Bir sene için değmeyeceğini düşündük.. Onur abisiyle sabah gidip akşam gelecek zaten.. Gündüz evde tesettür problemim olmayacak.. Haftasonundan haftasonuna da çok sıkılmayacağımı düşünüyorum.. Yaz da geldi zaten, dağ taş dolaşırız ailece :P
Artık kayınvalidem evde olacağı için benim yarı zamanlı bir işte çalışmam da gündeme gelebilir tabii.. Uygun bir iş olursa değerlendirmeyi düşünüyorum.. Tam gün bırakamam Yusufcuğu ama yarım gün orada, sonra evde devam etmek üzere bir iş ayarlayabilirim inşaallah..
Demiştim ya, hakkımızda hayırlısı..
......................
Zaten canım çok sıkkındı, dün de çok üzüldüm bunun üstüne..
Çoook uzaklardan bir misafirimiz gelecekti dün.. "Görüşelim inşaallah" diye kararlaştırmıştık ama bir yanlış anlaşılma oldu son mailde.. Sonra o arkadaşın internete girme imkanı olmamış, düzeltemedik durumu.. Benim yazmayı unuttuğum bir cümleye çok kırılmış olmasından korkuyorum.. Gelmediler bize..
Hazırladığım sofra boynu bükük kaldı.. Aradım aradım cevap alamadım :((
Hala haber bekliyorum ama yok.. Evlerine çoktan dönmüş olmalılar..
.........................
Neyse ki dün annem geldi..
Moralim düzeldi biraz..
Geçen hafta sünnet için gün almaya hastaneye gittiğimizde bu hafta içine gün vereceklerini söylemişti sekreter kız.. Ben de annemi aradım ve çağırdım.. Ama ne oldu? Dün sonuçları kontrol etmiş ve "23 Mayıs.." demiş doktor!! Yani neredeyse bir ay sonra.. Anneciğim boş yere gelmiş oldu :(( O zaman kadar kalması pek mümkün görünmüyor.. Evde babam ve erkek kardeşim yanlız.. Ama ben sünnette yanımda olmasını da çok istiyordum.. Sekreterin sözüne güvenip çağırdım, keşke belli olunca haber verseymişim..
Şartları biraz zorlayıp babamı ve kardeşimi ikna etmeyi düşünüyoruz..
Ya da başka bir yerden daha erkene randevu almaya çalışacağız artık..
Şimdi anneanneli günlerin tadını çıkaralım biz :))
..........................
Uzun süredir sık sık yazamadığımdan ve yazınca da olan biteni anlattığımdan, Yusufcukla ilgili gelişmeler hep birikti, farkındayım..
Benim küçücüğüm konuşma işini iyice ilerletmeye başladı maşaallah.. Cümlelerini sadece iki fiille kursa da ( bitti ve gitti, sadece bunları biliyor) kelime taklidi çok ilerledi.. Bugünlerde bizi gülmekten kırıp geçiren bir kelimesi var ki yazmazsam olmaz.. Geçenlerde "Hurdaciiiiii" diye bağırarak bir adam geçti bizim sokaktan.. Herzamanki gibi Yusufcuk uyandı tabii.. Ben de Ozan'a anlatıyordum bunu, adam "Hurdaciiii" diye bağırdı, benim oğlum uyandı diye.. Bizim bebiş durdu durdu, "Hurdadiiii" diye bağırmaya başladı :)) O günden beri de ne zaman "Hurdacı geçti mi?" diye sorsam hemen hurdacının taklidini yapıyor..
Başka kelimeler de öğrendi tabii.. İlki, onca hastane, muayene ve iğne deneyiminden sonra tabii ki "Adıdii" yani acıdı :(( O öyle deyince, benim de içim acıyor tabii..
Babih: balık
Ebbeh: ekmek
Bopo: evet, tahmin ettiğiniz şey :))
Bibap: kitap
Eldadili: yemekten sonra, "elhamdulillah"
Bunlar da diğerleri..
Bazı şeyleri de kelimelerle değil, hareket ya da farklı seslerle ifade ediyor..
Örneğin tavuk.. Turkcell'in tavuğu gibi bayıldığından beri, Yusuf için tavuk demek "Hiiyyğğğ" deyip başını arkaya atmak demek.. "Ben tavuk pişirdim oğlumaaa.." dediğimde hemen "hiiyğğğ" diyor bana :))
Sonraaa... Müzik, başını sallaya sallaya "Ağğğ eğğğğ iiiii" diye sesler çıkarmak.. Şarkı kelimesini de böyle ifade ediyor..
Kediye benzeyen hayvanlar "Pita", diğerleri "App".. Kuşlar "buh" ama örneğin penguen yine "app".. Nasıl bir kategorizasyon yapıyor çözemedim :))
Yaramazlık yaptığında, gelip aynı benim yaptığım gibi "Hiğğhh" diyerek haber veriyor bana görmemişsem.. Geçen gün geldi "hiiğğh" dedi, etrafa baktım birşey göremedim.. Az sonra tekrar gelip yaptı aynı şeyi ve mutfağı gösterdi.. Gidip baktım, meğer fırını yakmış!! Allahtan ki yaramazlığını haber veren bir yaramaz bebişim var :P Yoksa kimbilir ne zaman görürdüm ben o fırını!!
Son olarak sizi "küçük ağa"mın fotoğrafıyla baş başa bırakıyorum..
Ellerini öyle arkadan bağlamayı ben öğretmedim valla, tamamen içgüdüsel :P
Öğrenci değşim programıyla gittiği bölge fazla yağış alan biryermiş
ve orada anne babalar bebişlerine hep bunlardan giydiriyormuş
ıslak yerlerde rahat dolaşsınlar diye..
Hem oyuncak oldu bize hem de yazın köydeki tatilimizde giymesi için harika bir ayakkabı :))
Şimdilik hoşçakalın.. Yorumlara cevap yazamadığım için gerçekten çok üzgünüm, lütfen beni affedin.. Hepsini okuduğumda çok mutlu oluyorum gerçekten.. Ama yeni yazmakla cevap yazmak arasında kalınca tercihim tabii ki yeni yazı oluyor :)) Kendim için değil yani, sizin için :P