16 Kasım 2009 Pazartesi

Mum ışıkları eşliğinde romantik bir haftasonu geçirdim.. İki gün bizimle resmen oyun oynayan elektrik idaresi sağolsun!!

Cumartesi, neredeyse sabahın nurunda gitti elektrikler.. Geldiğinde de akşam dokuz civarıydı saat.. Yaz olsa neyse ama kış günü, kombi yanmıyor.. Saat dört dedi mi hava kararıyor, ki ben eşya yerleştirme krizlerindeyim ! Giydirdim Yusufcuğu kalın kalın, mumları da yaktım dört bir yana, anne oğul takıldık evin içinde :P Neyse ki misafirlerim evde değildi tüm gün, gece onlar döndüğünde elektrikler çoktan gelmişti..



Esas sürprizi ise elektrikler gelince yaşadım aslında.. Ne ocağımın çakmağı çalışıyordu, ne mikrodalga fırınım ne de kombi.. Sinirden öldüm evin içinde "Gider ayak başıma iş açtılar yaa.." diye.. Ama voltajla ilgili bir durummuş galiba, diğerleri düzeldi, sadece mikrodalga fırın arızalı.. Tam o çalışırken gitmişti elektrikler, birşeyler oldu galiba.. Onun servisini çağırmam lazım bir ara, hoffff !!


Bu arada hiç eğlenmedik de değil hani.. Yanan minik bir mum, minik bir yaramazla buluşunca gayet eğlenceli oluyor :)) Ayrıca pek de güzel fotoğraflar çıkıyor ortaya, aklınızda bulunsun..




.......................



Başta Rümeysa olmak üzere ismimin ( Kuaybe ) anlamını merak eden herkesi, anasayfada sağ kolonda yer alan "Kuaybe ne demek?" isimli köşemize alıyoruz, buyrun..

Ayrıca sayfamızda "Her yoruma bir cevap" kampanyası başlamıştır nihayet, bilginize..


......................




" Çöp kamyonum benim.."

Dün bu iltifatına maruz kaldım Yusufcuğun !! Gayet sevecen bir yüz ifadesiyle ve elleriyle de yanağımı okşayarak söyledi :P

Her akşam pencerenin tam karşısına yanaşan çöp kamyonunun sesini duyar duymaz hangi odada olursa olsun fişek gibi salonun penceresine fırladığına ve o gidene kadar "Anneeee, ayy ışıkları da dönüyo baaaaağğğkk.." , "Biğğp biiiğğppp diyo bana baaağğğkkk..", "Kocaman bu kamyon yaa, koccccaaaaamannnn..." diye çığrındığına ve büyüyünce de "çöp kamyoncu" olmak istediğine göre, onun çöp kamyonu olmak iyi bişey di mi, iyi bişey :P



........................




Geçen gün gülüyordu, "Gülücüklerini yerim senin.." dedim Yusufcuğa, "Ama o zaman hep ağlayım ki ben.." dedi bana !


Neredeyse bir hafta, hasta olduğu için yanımda yatırdım Yusufu yine.. Ateşlenirse hemen anlayayım diye.. Pek hoşuna gitmiş beyefendinin, sabah uyanıyor, keyifle şöyle diyor hemen: "Ben hastayım, annemle babam kıyamadı bana, yanına aldı.."

Ay bu durumu da kullanmasa bari.. Bir ara tutturmuştu çünkü her yatma vakti "Kaynım ağyıyoooo.." diye.. Maksat bana karnını ovdura ovdura yanımda uyumak..Sabah kalkıyoruz birşeyi yok çünkü :))

Ama uyumadan önce kurduğu "İyi yağatlıklaaayyy.." cümlesi herşeye bedel.. "İyi geceler" ve Allah rahatlık versin"in ortaya karışık versiyonu oluyor bu :))


Bir de ailemizi şöyle tanımlıyor bu aralar: "Bu benim babam.. Bu da benim annem.. Ben de onların çoğğğcuuuuuyum.."

Kendini tanıtmaya da pek meraklı.. "Bunlay benim gösleyim.. Allah bize göymek için veymiş.. Ağzımı da yemek yemek için veymiş.. Dilimle de ağzımı yalıyoyum bööööyleeee - bu arada sanki birşeyler yemiş de ağzının etrafında birşeyler kalmış gibi bir güzel yalanıyor :)) - dişleyimi de veymiş.. Hem olmasa fıyçalayamasdım ki !!

Bu aralar gelen giden bol olduğundan ard arda dinliyoruz bunları :))



......................




Son inci ise Tv'den..
Geçen gün Ozan kanallrı zaplıyor, ben de salona girip çıkıyorum iş yaparken.. Mehmet Ali Erbil'in programı vardı son girdiğimde.. İzleyicilerin birini seçmiş, sorular soruyor, bilirse hediye veriyor, bilemezse alttan elektrik veriyor koltuğuna!!

Ben girdiğim anda soru şuydu :
- Papa'nın yaşadığı şehir?

Ve cevap da şuydu:
-Papua Yeni Gine mi?

:)))))))))))


İnsanımızı seviyorum.. "Bilmiyorum" demek yakışmaz bize, pratik zeka itinayla devreye sokulur :)) Sonuç ise, en fazla böyle rezillik olur..


Hadi iyi haftalar herkese..

Ben şimdi bir arkadaşımla alışverişe gidiyorum.. Bir kitap var listemde, onu bulmaya çalışacağım gitmeden.. Mustafa Merter'in, Dokuz Yüz Katlı İnsan.. Tanıtımını okudum, mükemmeldi.. Bu çağın en büyük sorunlarından biriyle, anlaşılmaz bir ruh hastalığı olan Kaliforniya Sendromuyla, "tüm değer, kavram ve pozitif yönlerini kaybedip ruhsuz, umarsız bir canavara dönüşme"yle ilgiliymiş.. İnşaallah bulurum..


Hoşçakalın..

10 yorum:

Talha ile Eymen'in annesi dedi ki...

pek sevgili çöp kamyonu kuaybe :D maşaallah yusufcuğa neler neler konuşuyor böyle... tam yemelik yutmalık olmuş... biz hâlâ istanbula gelmenizin hayalini kuruyoruz :D bize de tanıtsın kendini öyle tatlı tatlı :D
bu arada elektrikler gitmiş diye yazmışsın ya biz çanakkaleden istanbula taşınacağımız gün elektriklerimiz kesilmişti. biz o gün taşınmaya karar vermiştik ve o gece kolilemiştik ne var ne yoksa herşeyi :D mum ışığında romantik bir taşınma yaşamıştık anlayacağın :D yine senin sonradan gelmiş :D

KelebekGibi dedi ki...

Cöp kamyanonuna hayranligi var hee :) Erkek cocuklari büyük tasitlari cok seviyorlar zaten, kizimda araclardan helikopterleri cok seviyor :)
Elektriklerin gitmesi zor olur sanirim, hersey elektrikle calisiyor artik..Arada mum isiginda durmak iyi geliyor, insan elektrigin degerini daha iyi anliyor. Resimler cok güzel ;)
Bu arada bahsettigin kitabida merak ettim, konusu beni oku diyor ;)

Esra dedi ki...

maşaallah Yusufcuğa,her dönem ayrı tatlılıkları oluyor bu veletlerin:)
Kuaybecim bu kitaptan bulamazsan bizde baya var ben gönderebilirim sana:)

Kuaybe dedi ki...

Eminecim, bayrama oradayız inşaallah ama o telaşta, herkes biryerlere dağılmışken görüşme olabilir mi hiç bilmiyorum :(

"Ay ben hayatta elektriksiz taşınamam.." yazacaktım az daha, hemen sustum :P Ne olur ne olmaz!


*********


Ceyda haklısın, elektrikler gitmeli ara ra.. Ben mesela o gece bazı şeyleri mumsuz, dokunarak bulmaya çalıştım ve göremeyen insanları azıcık hissettim galiba.. İmtihanları ne büyük gerçekten!


**********


Esracım bulamadım kitabı yaa :( Sorduğum kitapçı "Hımm, biliyorum da o buralarda zor biraz.. İnternetten alın" dedi.. Hangi köyde yaşıyorsak !! Kızılay'da bir yere daha bakacağım, bulamazsam haber vereyim sana canım, sağol..

Mustafa Merter yazınca aklıma sen gelmiştin zaten :))

nohut oda dedi ki...

bende kızı adı ile müsamma olsun diyen bir anne olarak Sina ismini vermiştim bilseydim senin adını verirdim bence çok hoş...

e. t. dedi ki...

kesintiler zor oluyor helede süpriz olurlarsa daha da çekilmez.

Mustafa Merter i ilk kez duydum. merak ettim. İnceleyeyim, belki bende edinirim bir tane :)

Esra dedi ki...

canım mailden ya da facebook dan adresini verirsen gönderebilirim sana inş..

Kuaybe dedi ki...

Merhaba Gülcancım.. Ne diyeyim, ikinci kızına inşaallah :)) İsmim diye demiyorum anlamı da nadir olması da çok hoş :))


********


Merhaba sevgili e.t., ne zamandır okuyorsun bilmiyorum ama hoşgeldin diyeceğim sana.. Sayfama misafir olduğun için teşekkürler..

Kitabı ben de bulamadım ama okumadan tavsiye edebileceğim bir yazar.. Diğer yazılarına dayanarak tabii.. İnşaallah sen bulursun..


*******


Esracım tamam, görüşelim Face'den :))

e. t. dedi ki...

uzun zamandır ara ara gelip okuyordum ama yorum bırakmak kısmet olmamış demek ki :)

Kuaybe dedi ki...

Yorum kısmına hoşgeldin o zaman :))