27 Ocak 2010 Çarşamba

Dun, tam bir ay oldu bu ilginc ulkeye geleli..
Dile kolay, bir ay..

Anlamasam da nasil gecti o koskoca dort hafta, icimde, biraz kulak verir vermez canimi cok yan bir ses var.. "Alismak"tan farkli kelimelere de ihtiyac var demek ki coooook uzaklarda olunca.. Sadece "alismak" anlatamiyor tam olarak anlatilmak isteneni..


( Chicago'da kaldigimiz ev )


( Ayni evin arka bahcesi.. Bayildim bu salincaga.. Eksi bilmem kaclarda olmasaydi hava, uca uca sallanacaktim ama olmadi : )



( Chicago havaalani, Amerika'ya ilk ayak basisimiz ve saatlerce suren islemlerden sonra perisan olan, valizlerin uzerinde saatlerce uyuyan Yusufcuk.. )





- Koykunc bi adam yanimdan geceyken "eskiyuz mi" dedi bana anne!!
- Bence o" excuse me (afedersiniz)dir oglum..
- Himm evet o..

:)))

Yusufcuk Ingilizce ogrenmeye basladi :P Kreste surekli tekrarlanan bazi ifadeleri biliyor ve bazen kullaniyor artik.. Mesela oyun oynarlarken "doo tac mi" (dont touch me-beni elleme) diyor babasina :))



( Chicago, ilk gece kaldigimiz otel )


( Otelin lobisinde, Noel Baba ile Turkce anlasmaya calisan Yusufcuk :P )

( Yine Chicago havaalani ama bu sefer Austin'e giderken.. Goruldugu gibi Yusufcuk zipkin gibi ayakta ve kendi valizini suruklemekte :P - anneanne hediyesi ve adi "Sahin"- )



Daha once de demistim ya, ilginc bir ulke burasi.. Garip bir yogunlugu var kendi icinde.. Ozellikle de ogretmensen.. Sabah daha gun dogmadan baslasa da maraton, gunun sonunda birsuru madde kaliyor ertesi gune halletmek icin.. Bu sadece benim icin gecerli degil gordugum kadariyla.. Diger ogretmenler de ayni durumda.. Sanirim bu sistemle ilgili birsey.. Ama yine de okulun bahcesinde, onumde kosan bir sincap butun yorgunlugumu aliyor.. ( Evet sincap, burada kedi gibi, heryerdeler..)


Su anda hem Turkce hem de Turk Kulturu dersim var okulda.. Kultur dersini henuz acmadim.. Materyalleri topluyor ve internetten derste isime yarayacak yazilari tariyorum.. Guzel bir de fotograf arsivi olusturdum.. Haftaya baslayacak sanirim.. Ve sadece ogrencilere degil, katilmak isteyen diger ogretmenlere de acik olacak.. Turkiye'yi cok merak eden ve bana bircok soru soranlar var aralarinda..

Okuldan sonra da gonullu olarak iki saat Turkish Folk Dance yani bildigimiz Folklor grubunu calistiriyoruz bu seneki Turkce Olimpiyati icin.. Gecen sene Amerika genelindeki yarismaya katilan hazir bir grup varmis zaten, biz de onlarla sansimizi denemek istedik..

Bir de yine haftaya baslayacak olan baska bir gonullu dersim var buradaki bir Amerikan universitesinde.. Haftada bir gun olacak ve ben misafir ogretim gorevlisi gibi verecegim dersi.. Simdilik yedi ogrenci varmis ama zamanla sayi artar umarim..


( Chicago'nun bir numarasini goruyorsunuz yukarida.. Ayy ben demiyorum, tabela oyle diyor :P )



O karmasada bile keyif alacak birseyler bulmusum anlasilan.. Yanliz bu fotogralari cekeyim derken makinayi kara dusurup sonra da sac kurtma makinasiyla kuruttum, o ayri :))


Ozanla ayni okulda calisiyoruz bu arada.. Yazmismiydim daha once?

Bazi yonlerden cok iyi oluyor bu.. Sabah hep beraber azicik daha fazla uyuyup kahvaltiyi arabada yapiyoruz Yusufcugu okuluna birakmaya giderken.. Eve oldukca uzak okulu.. Tika basa doyuruyorum karnini yavrusun gidene kadar :)) Ayri ayri yerlere gitseydik -ki ilk iki hafta oyleydi- mecburen evde kahvalti yapmak zorunda kalacaktik ki bu en az yarim saat az uyku demek :P Pek fena!! Neyse ki artik 5'te kalkmiyorum, oleyyy..



( Chicago downtown, yani sehrin merkezi.. Bu bina da bildigim kadariyla Turk Konsoloslugunun oldugu bina.. )

Yine downtown.. Simdiye kadar Amerika'da caddede yuruyen insanlari gordugum tek yer :))

Michigan Lake.. Chicago bu golun kiyisinda.. Aslinda gol ama en az ortalama bir deniz kadar buyuk..



Baska, baskaa... Ay nasil unuttum! Aynen Turk usulu, onden kapakli bir camasir makinesi aldim dunyanin parasini verip.. Simdi Turkiye'de olanlar anlamaz ne demek istedigimi daha dogrusu bunu neden buraya bile yazma ihtiyaci hissettigimi ama Amerika'da yasayanlar anlar beni ! Kocaman, icine Yusufu atsam yikayabilecek bir makina :)) Yorganimi bile yikiyor rahatlikla.. Buradaki ustten doldurmali, merdaneli uyduruk makinelere gore pahaliydi biraz ama mecburdum.. Butun sitenin kullandigi, su filmlerdeki para atinca calisan ortak makinelerde yikayamazdim inanin ki caaaanim camasirlarimi.. Kurutucu almayarak aradaki farki kapattim :)) IKEA'dan bir kurutma teli aldim, ohhh mis gibi Turk evi oldu buradaki evim de :))


Bir de minicik bir kose takimi (L koltuk) aldik salona.. Kirmizi !!
Allah'a o kadar sukrediyorum ki bazen denk getirdigi nimetler icin.. Ufacik bir ilanda gordugum bir takimi aldim, kampanyanin son gununun o gun oldugunu bilmeden ve tam yari fiyatina.. Kimse inanmadi aldigim fiyata.. Daha gelmedi ama gelince cok sirin olacak insaallah evim kirmizi kirmizi :)) Turkiye'den getirdigim ve sominenin ustune dizdigim renk renk kelebeklerim ve yine -evin neredeyse butun kucuk, sirin ve gerekli esyalari gibi- IKEA'dan aldigim kirmizi saatim ve cercevelerimle sabirsizlikla o gunu bekliyoruz :))


Yusufcuga gelirsek.. Onun bir odasi yok henuz.. Aslinda var da yatagi ve mobilyalari yok yani :)) Yatakodasinda, bizim yanimizda IKEA'dan alinma -ay ben galiba sadece bir kismini degil butun evi IKEA'dan almisim :P- kocaman bir oyun cadirinda uyuyor.. Tamamen kendi tercihi.. Asla bir oda istemiyormus.. Herzaman cadirinda ve (vurgu noktasi burasi :P) bizim odamizda yatmak istiyormus.. Fena fikir de degil aslinda.. 10 dolara isi halletmis oluruz :P O odayi da oturma odasi yapabilirim gonul rahatligiyla..


Odalardan bahsetmisken.. Buraya gore cok siradisi plani olan bir "apartment"da oturuyorum ben.. ( Yine mi? diyenleri duydum :P ) Mutfagim ayri, aynen Turk evlerindeki gibi ayri bir oda yani.. Kendi sitemden baska hicbir yerde gormedim bu plani.. Amerikan evlerinde mutfaklar hep acik oluyor.. Sadece aradaki yuksek bir tezgahla ayriliyor salondan.. Bu bircok yonden hic iyi degil benim icin.. Sukurler olsun ki bu konuda da cok sansliydim o karmakarisik ev tutma asamasinda.. Allah bu evi hemen cikardi karsimiza.. Boyle birsey oldugunu bilmedigim icin aramayacaktim bile belki ama baktigim ikinci ev buydu ve digerlerine de baktiktan sonra hemen donup burayi kiraladik zaten.. Buradaki Turk Kultur Merkezine yakin olmasi da diger guzel yonu isin.. Kisacasi, seviyorum evimi :))

Austin Havaalaninda..



Sonraaa.. Su "sanki bir filmin icinde yasiyor" gibi olma durumu da bitmedi hala.. Ozellikle sabahlarti sari sari, kocaman okul otobusleri surekli heryerdeler.. Sanki birisinin icinden Forrest Gump iniverecek gibi geliyor bana her sabah.. Derslerde kendimi Ron Clark Story'de ya da Dangerous Minds'ta, alisveris vb. yerlerde de simdiye kadar izledigim onlarca sahnenin icinde buluyorum.. Bu haftasonu mesela, bir arkadasla alisverise giderken yolda bir arabanin benzini bitti onumuzde.. Icindeki adam inip ittirmeye basladi yavas yavas.. Sabahti ve adamin uzerinde mavi ekoseli pijamasi, fanilasi ve bir de bunlarin uzerinde bordo bornozu vardi.. Kombinasyonunu da kocaman hasir bir Meksika sapkasiyla tamamlamisti :)) Bir de bize bir "Adios" yolladi sapkasiyla onun gecmesini bekledigimiz icin :)) Tam fotograflitki vallahi ama burada cok tehlikeli oyle birinin fotografini falan cekmek sormadan.. Elim makineye gitti gitti geldi :P Ama cekmedim tabii ki.. Ne de olsa defalarca ama defalarca parmak izi verdik birsuru kuruma.. Kac tane fotografimiz cekildi, hemen numaralar aldik kimligimizi kanitlamak icin bu paranoya dolu ulkede !!


Austin downtown, sehir merkezi.. Bize oldukca uzak..




Burasi da Mount Bonnell.. Cogunlugu duzluklerden olusan bu eyalette, hatiri sayilir yuksek(!) yerlerden biri.. Benim dag meraklisi kocam pek bozuluyor bu ise.. Goruldugu gibi sehrimizin icinden bir nehir geciyor :P Colaroda Nehri burasi..


Neyse, anlasilan ozlemisim yazmayi ama vakit kalmadi yine.. Ogrenciler gelir birazdan folklor icin.. Gideyim ben buyuk kafeteryaya.. Eve internet alirsak yazmak cok kolaylasacak aslinda ama firsat olmadi ki bir turlu.. Haftasonu da genelde dolu oldugumuzdan -cumartesileri gonullu ek dersler, pazarlari tum gun dil kursu var hem Ozan'in hem benim- basvurmaya vakit yok!! Simdilik okulun verdigi bilgisayarlarla sadece okulla ilgili internet gerektirmeyen bazi word ve excel isleri yapiyoruz evde :))


Ama neyse ki bu kampuste internet var ve Blogger serbest.. Ilk iki hafta calistigim kampuste o da yasakti okul sisteminde.. Burada en azindan bloga girebilirim arada, birisi farkedene kadar :))


Hoscakalin simidilik..
Yine ugrarim..

9 yorum:

sweetheartela dedi ki...

Yazını bir solukta okudum.Tam amerikan rüyasında gibisin geldi bana :)) Allah böyle hayırlı bir işte olduğun için kolaylaştırmış sanki işlerini.Öyle pozitif anlatmışsın ki herşeyi.
Allah yardımcınız olsun.Sevgiler :))

mihli dedi ki...

kuaybe! bambaşka bir dünyadan geliyor sanki sesin.. hem yerinde olmak istedim hemde buz gibi soguk ,karlı ankara gecesinde bildigim şehirdeki tanıdık sokagımda, sıcak koltugumda oldugum için bir rahat nefes verdim.. bu arada kar yagdı buralara.. m.g parkına estergona.. çok seyirlik oldu ankara..

yusuf dedi ki...

mrb ben yusufcuğun kreşten arkadaşı yusuf ergünün annesi betül. Zorlu bir seyehatten sonra yerleştiğinize sevindim. Yeni evinin resimlerini eklersin inş. Yusufcuğa öpücükler.Allah işlerinizde kolaylık versin...

muko dedi ki...

her şeyin yoluna girmiş olmasına olmasına çok sevindim.inşallah eksiklerinizde bir an önce tamamlanır.
Rabbim gönlüne göre vermiş resmen ne güzel isteklerinin olması.
kolay gelsin sana.sevgiler...

R. Berin Tuncel dedi ki...

hadi bakalım,her şeyin yolunda olmasına sevindim :)

OZY- dedi ki...

Allah zorluklar içerisinde bir sürü güzellikler yaratıyor işte...

SenaBera dedi ki...

Güzel haberlerini almak çok güzel canım, dilerim hep böyle gönlüne göre olsun herşey...

Öpüyorum....

tedarikmucize dedi ki...

iyi olmanıza sevindim canım inşallah hep böyle güzel geçer işleriniz.

AycA dedi ki...

Kuaybe valla çok gğüzel yazmanın yanı sıra çok güzel de alışmış görünüyorsun:=))
Yepyeni bir enerji!! ne güzel :=))
Yusufcuk da pek yadırgamış görünmüyor bu da harika..
bir soluıkta okudum hepsini:=)
yine yaz olmaz mı ? :=)