17 Haziran 2008 Salı

"Dolll, dooooooolllllll"

İlkini göremedi (yan odada yatağın üstünden, yastıklardan yapılmış yumuşak havuza kurbağalama atlamakla meşguldü) ama Pazar gecesi Milli Takımımızın attığı diğer iki gole böyle bağırarak sevindi Yusufcuk :)) Baktı ki herkes ayakta, hele son dakikalarda odanın içinde dolanarak maçı izliyor, o da hemen kaptı ortamın elektriğini.. Zıplaya zıplaya ekrana koştu, kendi kendine heyecanlı heyecanlı söylendi ve goller gelince de bizimle birlikte tazhürat yapıp kendince zaferi kutladı :))

Ozan (çok şükür ki) futbola meraklı olmayan bir insan olduğundan, bizim evde hiç maç izlenmez.. Ama bu sene bir "Milli Maç" arası verdik futbolsuzluğa :)) İnşaallah kupa gelene kadar izleyeceğiz :))

Pazar gecesi maçı birlikte izlemek için Aytaç abilere gittik.. İlk yarıda biz Serapla mutfaktaydık!! Yusufcuk da Ahmet Aydınla kudurmakla meşguldü :P Şu sahneyi de mutlaka anlatmam lazım size.. Bir ara Ozan'ın yanına gittim, dönüşte çocuk odasının kapısından içeri bir baktım kiiiiii... Bir yüklük dolusu yorgan, battaniye, yastık, pike vs. yatağın üstüne devrilmiş.. Yusufcuk yatağın baş tarafında.. İki koca yastığı aralamış, altından çıkmaya çalışıyor.. Ahmet Aydın ortalıklarda yok... Vee daha da kötüsü yığının altından "Viiiğğğğkk.. büüüğğğ.. ğeeee..." diye sesler geliyor!!

Anladım ki bücür altında kalmış onca şeyin!! Kendim kaldırmaya çalışırsam ve çocuk eğer nefes alamıyorsa vakit kaybı olur diye, hemen "Ozaaannnn yetiiiişşşşş." şeklinde bir çığlık attım ve evi başımıza topladım.. Ozan abisi güçlü pazularıyla (:P) yorganları kaldırdı ve yaramaz Ahmet Aydın'ı çıkardı altından.. Kikir kikir gülüyordu afacan :)) Anlaşılan, en alttakinden çekmiş ve dengesi bozulup yıkılınca da altında kalmış koca yorganların!! Allahtan Yusufcuk kenardaymış.. O daha küçük ve bilinçsiz çünkü.. Ve Allahtan ben oradan geçmişim.. Ya ikisi de altında kalsaydı ve seslerini daha doğrusu "viyk viyk"lerini duymasaydık.. Uslu uslu oynuyorlar zannetseydik.. Kısa bir sürede neler olabilirdi neler!! Allah korudu bir kez daha..

Bu bebişler, cidden sürekli gözetim istiyor.. Tamam uzaktan olsun, müdahale etmeyelim ama hep kontrol gerekiyor bence.. Bir anda, hiç tahmin edemeyeceğimiz şeyler yapabiliyorlar.. Tam bir anda!!

......................

Odanın kapısı yarı açık yarı kapalı.. Yusufcuk şu anda, elindeki yedi boya kalemini kapının altından atıyor tek tek.. Sonra diğer tarafa geçip topluyor ve bu sefer de oradan diğer tarafa yuvarlıyor :))
Oyun işte :P

......................

Kıvırcık prensesin annesi Esra bahsetmiş ya hani Erva'nın "raporculuğu"ndan.. Aynı durum, yaşına uygun şekliyle Yusufcukta da var..

Durum aktarmaya bayılıyor Yusufcuk.. Diyelim ki müzik çalıyor.. "Aniiiğğğ.." diye seslenip iki yana sallanmaya başlıyor hemen.. Televizyonda ya da gazetede gözlüklü birini görsün, hemen elleriyle gözlerini işaret edip "dödlüğ"ünü aramaya başlıyor.. Takıp "Anniğğ.." diyor yine.. Araba geçiyor, "Annn..", uçak geçiyor, biz bakana kadar başı havada, göstere göstere "udahh..", birisi ağlıyor, "Anniğğ, anniiiğğ, üğğğğüüüüü.." ben bakana kadar ağlamaca :)) Her durumu ve sesi, biz sanki bilmiyormuşuz, duymamışız gibi, bakana kadar, mutlaka "evet evet" diyene kadar ısrarla anlatmaya çalışıyor :)) Bazen deniyorum, cevap vermezsem ne olacak, onaylamazsam ne yapacak diye.. Ben bıkana kadar, bıkmadan "anniiğğğğ" diyor!! Başka şansım yok yani, tüm raporlara "evet" damgası basmam lazım :))

......................

Dün gece üç kere, "Anneeemmm.." diyerek sarıldı bana Yusufcuk.. Gözlerim doldu.. Şükürler olsun..

.....................

Kardeşimin laptopu bulundu..

Geçen hafta bir şirketten aramışlar onu.. Yol kenarında elemanları bulmuş bilgisayarı.. Çantadaki bilgilerden telefon numarasını bulup iade etmişler.. Çok şükür yaa.. Sadece ekranı çatlakmış ama içindeki şirket bilgileri ve hala kuzusu Mirza'nın hiçbir yerde yedeği olmayan fotoğrafları da dahil tüm dosyalar sağlammış.. Nasıl sevindim anlatamam.. Allah bulan ve onu şerefsizce ikinci el bilgisayar piyasasına satmak yerine sahibine iade eden kişilerden razı olsun..

....................

Yusufcuk, "ıgın" diyor salatalığa.. Ne alaka anlamadım.. Ne olduğunu da çeşitli nesneleri göstere göstere, deneme yanılma yöntemiyle buldum zaten :))

Poğaçaya "poati", keke "dih", kamyona "dağbon", sandalyeye "nağnağne" diyor :))
Hergün bir kelime icat ediyor maşaallah :))

......................

Bu yazıyı tavsiye etmeden geçemedim işte.. İçimi burktu benim.. Sizin de burkar eminim..
Yazık ülkeme.. Hayallere, iyi niyetlere, keyfî kararlara kurban edilen umutlara yazık!!

....................

Son olarak da sevgili Firdevs'in, bu sabah Yusufcuğa "pıncııırrrr" diye seslenirken aklıma gelen sobesini yazayım.. Firdevscim, unutmuşum kusura bakma.. Ama insan bi hatırlatır di mi :P

Sobenin konusu çocuklarımızı severken kullandığımız acaip kelimeler :))
Benim Yusufcuğu severken kullandığım çok acaip kelime var.. Ama anlamsız değil hiçbiri.. Hepsinin bir anlamı ve hikayesi var kendi aramızda :))

İlki az önce de yazdığım "pıncır" mesela :)) Sonra, bazen "Jozıf", "cucuk" ya da "babür" diyorum zavallıma :)) Babasının favorisi "leonidas"ı da unutmayalım tabii.. ( Son ikisi Yusufcuğun diğer ismi "Aslan"dan dolayıdır :P)

Şimdilik başka gelmiyor aklıma ama daha çok var, eminim..
Ben de Ayşe Şule'yi, bu güzel yazının sahibi Esra'yı ve İncegül'ü sobeliyorum..
Dökülün bakalım acaip kelimelerinizi :))

.........................

Şimdi gitmem lazım.. Yarına yetiştirmem gereken çooooook önemli bir iş var.. Üç sayı için toplu yazı hazırlamam lazım bu ciciş dergiye.. Gece uyumayabilirim!!

12 yorum:

firdevs dedi ki...

Allah seni inandirsin tam sana sobemi hatirlatmak icin geliyordum :)) figen annecede okuyunca aklima gelmisti :p

bu konuda performansin hicte fena degilmis :p sana islerinde kolayliklar diliyorum :)

Kuaybe dedi ki...

Firdevscim sen beni ne sandın :P

Bak aklıma bir tane daha geldi: Ropitik :)) Onu da ekliyiym bari bir ara..

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Ah geçmiş olsun kuzulara. Lakin, o yüklerin altından çıkmış, sevimli hallerini gözümün önüne getirdiğimde gülmeden de edemedim.:)

Maşallah Yusufcuğa, kelimeler bir bir dökülmeye başladı. Zeki bıcırık. Maşallah...

Sobeye gelince a kuzum, benimkilerin artık sevilecek hali mi kaldı? Koca koca kazıklar oldular.:) Şaka şaka, Kuaybem ebe der de, ben hiç yazmaz mıyım?:)

ŞimalŞimal dedi ki...

Kuaybecim dergiye baktım,aslında Furkan da dergi isteyip duruyor. sünger bob falan istiyor kendileri ama bakındım hiç hoşlanmadım o dergilerden ben :(
bu dergi çok güzel maşaAllah. Reklam görüyordum ama incelemek fırsatım olmamıştı. Dur bi ben abonelik olayına bakayım. Allah razı olsun. Vesile oldun. Gönlüne sağlık.

Yudduu ya ve arkadaşına çok geçmiş olsun, Allah a emanet olsunlar :)

Selam ve DUA ile...

Büşra dedi ki...

her şey birdenbire oldu diye bir şarkı var aklıma o geldi pıncırların halini okuyunca, kesinlikle katılıyorum, çaktırmadan gözetlemek en iyisi, bir doktordan dinlemiştim ev kazaları hakkında konuşurken "çocukların neler yapabileceğini yalnız Allah bilir" demişti, küçük şunu yapamaz, filan demeyin, uzaktan izleyin diye.
neyse ucuz atlatmışsınız:))

meleklerim ve ben dedi ki...

Kuaybe geçmiş olsun canım;Allah küçük melekleri koruyor işte annelere de malum ediyor bir vesileyle gitmesydin daha kötü şeyler olabilirdi.Allah'ın birliğine emanet yavrularımız.

Sevgiyle kal...

Kremali'nin annesi dedi ki...

Kardis, yetistirdin mi yazilarini? Eh artik dergiden kontrol ederiz bir ara:)

Denklerin altinda ve de kiyisinda saskin saskin vikvikleyen iki minik afacani gozumde canlandirdim da guleyim mi aglayayim mi bilemedim. Cok sirin bunlar ya!

Sobeni ilk firsatta cevaplayacagim. Ama dur bi dakka; belki de bu isin raconu senin gibi agirdan almaktir. Himm, ben en iyisi ilk firsatta degil de, bundan sooyle birkac hafta sonra cevaplayayim:P

Sevgiler,
Ayse Sule

YAVRU KUŞUN ANNESİ ANNEKUŞ(*YASEMİN*) dedi ki...

KUAYBE,
Sonunda kafamdaki Kuaybe bilmecesini çözdüm.
Hani çok güzel yazılar yazıyosun, edebiyatçı mısın filan diyordum da pek bi cevap alamıyordum..
Eh bu net bir cevap oldu bana.
.....
Kardeşinin bilgisayarının bulunmasına çok sevindim aynı zamanda çok şaşırdım.
Böyle durumlarda Helal paraylan alınmış denir ya sizinki de öyleyniş.
........
Yusufçuğa da çok geçmiş olsun, yatak yorgan kazası atlatmışsınız.
Ama onlar çok eğlenmiştir eminim, çocukken ben de denemiştim çok zevkli oluyor da:)

Kuaybe dedi ki...

İncegülüm, olaydan sonra biz de çok güldük zaten hallerine :)) Çok sevimli iki potansiyel tehlikeydi bu bücürler..

Ben ebe derim de sen sobe demez misin? Dersin dersiiiin :))



***********



Aysuncum, ben orada yazıyorum diye demiyorum, gerçekten çok güzel ve kaliteli bir dergi "Gonca".. Ben yazmadan önce de okuyordum onu.. Hatta orada yazacağım belli olunca bu tevafuğa çok sevinmiştim..

İnşaallah Furkan da sever ve okur.. Şimdilik sen oku ona, sonra o sana okur zaten :)


**********


Morum, Uraganım.. Aynen öyle.. Herşey birdenbire oldu!!

Çocukların evde neler yapabileceğini yanlız Allah'ın bildiği doğru.. Fotoğrafını ekleyeceğim zaten ama yazayım şimdi.. Bugün Yusufcuk öyle birşey yaptı ki şok oldum.. Kaloriferin üzerindeki yatay, kaplama kısmını sökmüş ve yaklaşık 2,5 metre boyundaki şeyi sürükleye sürükleye mutfağa getirmiş!! İşin ilginç yanı, hiç ses çıkarmadan bunu halletmiş olması.. Çıt bile duymadım!!


***********


Sevgili Meleklerim ve ben, aynen dediğin gibi, Allah annelerin kalplerine malum ediyor yolunda gitmeyen şeyleri.. Aslında daha genelden bakarsak, birbirini çok sevenlere malum ediyor.. Ben genelde şahit oluoyrum buna.. Eşine birşey olduğunda, babasına birşey olduğunda hisseden, bilen insanlar var..

Ne diyelim.. Hiç kötü şeyler olmasın, biz de hiç hissetmeyelim, diyelim.. Allah'a emanet yavrular..


*********


Kardiş Ayşe Şule kişisi.. İkisi bitti, biri kaldı ama ben çok sıkıldım.. Gördüğün gibi yoru yazmakla meşgulüm :P

Ayrıca, benim o sobede hiçbir kötü niyetim yoktu.. Valla unutmuşum.. Yoksa ben Firdevsi kırar mıyım? Kafamı kırarım daha iyi :P

Üç vakte kadar yazmazsan bozuşuruz ona göre.. ( Ay, alıntı koktu bu kısım.. Ama hiç silcek halim yok şimdi, kalsın.. )


***********


Yasemincim, daha önce yazmıştım ben ama sen okumadın demek ki.. Evet Edebiyat Fakültesi mezunuyum ve dört-beş ayrı yayınevinde çalıştım şimdiye kadar.. Artık evdeyim ama yine de elimden gelen kadar birşeyler yapmaya çalışıyorum.. Hele şu pıncırım bir büyüsün, siz beni o zaman görün :P

Bestseller olamayan ne olsun!

Kremali'nin annesi dedi ki...

Bestseller olamayan bestbuyer olsun! Hahaahhaa!!!

Yav bu cocuklar ne alem! O boyundan bilmem kac kat daha uzun seyi cikarmasi zaten baslibasina inanilmaz bir olay. Ama ben daha cok, o kaplamayi diger odalara degil de ozellikle mutfaga getirmesine sasirdim. Marangozhane konseptli bir mutfak mi sizinki yoksa? Uzun testere picaklar, devasa rendeler felan:) Oyleyse hic sasirmam, sadece, canavay ruhlu Kuaybe'nin canavay mutfagi derim :D

Kuaybe dedi ki...

Pi kerem ben canavay ruhlu diilim.. O resmi aynen benim gibi yorumlayan başka kişiler de oldu.. ( Bakınız İncegül'ün ilgili yazını altındaki yorumu :P )

Ayrıca oğluşum o şeyi ( adını da bilmiyorum ki :P ) ben mutfakta olduğum için oraya getirdi.. Banyoda olsam banyoya, başka biryerde olsam oraya getirirdi eminim :))

Bizimki normal bir mutfak, emin ol cicim :))

Bestbuyer olmak haa.. Hiç fena fikir diil..

Kremali'nin annesi dedi ki...

Arkidisim, ben cevap hakkimi ilgili secim sandiginda kullandim, senin mesgul olmandan yayarlanip mukerrer oy attim:)) Islerini bitirdiginde Firdevs bacimin ilgili postuna yapilan son yorumlara bi bakiver. Hahhhaaaa:))