9 Kasım 2007 Cuma


Az önce "Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim.." şekinde başlayan Türk sanat müziği eserimizi son perdede cırtlak sesimle icra etmek suretiyle Yusufcuğu uyuttum ve "Uyku mu blog mu, uyku mu blog mu?" savaşını blog kazandı :)) Şöyle uzun uzun yazamadım ya olanları kaç gündür, içimde kaldı..

Hayatımın yeni ritmine alışmaya çalışıyorum.. Kendimce bir düzen kurdum, onu uygulamaya başladım bu hafta.. Biraz zorluyor ama olsun, kitap bitene kadar dayanmam lazım mecburen..

Gündüz normal (!) yaşıyor, gece tam bir iş kadınına dönüşüyorum :)) 12 civarı Yusufcuğu uyuttuktan sonra geçiyorum masamın başına, Allah ne verdiyse artık.. Rekorum saat ikiye kadar çalışmaktı, onu üçe uzatmayı planlıyorum.. Gündüz Yusufcuk uyudukça ben de uyumaya çalışıyorum ama şimdiye kadar çok nadir oldu bu..

Geçen hafta annesi depresyonun dibine vurmuş bir haldeyken, Yusufcuğun uslu uslu oturup bu karmaşanın geçmesini beklediğini zannetmiyorsunuz değil mi?

Zannetmeyin zaten :))

Yanlız yazacaklarım şikayet değil "arz-ı hal"dir, yanlış anlaşılmasın..


Afa"canım", tam performans bebekliğe devam ediyor maşaallah..
Uyan, hemen yataktan atla, anneyle oyna, em, yine oyna, biraz ağla, bu arada oradan buradan düş, yine em, mutfak çekmecelerini karıştır, bezini bağlatmamak için diren, yememek için diren, uyumamak için diren ama sonunda kısa bir öğle uykusuna yenik düş, uyan, hemen aktivasyona başla, biraz - ama biraz- birşeyler atıştır, anne hava kararmadan dışarı çıkabilelim diye çırpınsın, "Pusetimde oturmucammm.." eylemi yap, çubuk kraker kemire kemire eve gel, em, yeni keşfettiğimiz programı seyret, "Ocakla değil benimle ilgilen.." eylemi yap, kapı çalar çalmaz "Bağbaaa" diye kapıya koş, babayı da yarım saatte harca, kendinden geçir, akşam yemeği karmaşası, biraz oyun biraz ağlama, bolca naz, uykuya direniş, meyve, ıvır zıvır, oyun oyun oyun.... veeee... sonunda yenik düşülen uyku..


Yusufcuğun genel bir günü :))

Tabii bu arada sürekli yeni şeyler öğrenerek ve uygulayarak beni mest etmeye devam ediyor..

Mesela, "Hımm.." yapıyor artık bize, o küçük tam ısırmalık parmağını bir aşağı bir yukarı sallayarak.. Ben ona kızacağıma o bana kızıyor :)) "Yaramazlık, kızmak, fena, cık cık.." gibi kelimelerle eşleştirmiş galiba o hareketi, ne zaman bunlardan birisini söylesek hemen başlıyor "Hımmm.." yapmaya..


Bir de evin içinde küçük direksiyonunu çevire çevire "İyyynn ğğiiinn neee.." diye araba kullanmıyor mu, tam görülmeye değer :)) Arada kornaya basmayı da ihmal etmiyor tabii..


Yeni bir oyun arkadaşı da var.. Gerçi bu zavallı küçük sandalye "arkadaş"tan çok "kurban" tanımını tercih ederdi herhalde.. Eviriyor, çeviriyor, üstüne çıkıyor, yere vuruyor.. Eee, Ozan'a diyorum bu çocuğa bir "activity center" alalım diye ama dinlemiyor beni.. Yusufcuk da kendine activity centerlar oluşturuyor.. Belki de böylesi daha iyidir di mi, hazırındansa kendisinin oluşturması :))




Yusufcuk, bizi taklit etmeyi o kadar geliştirdi ki, yaparken farkına varmadığım pekçok şeyi o yaptıkça farkediyorum.. Mesela salona girince önce hemen koşup kumandayı alıyor ve basıp televizyonu açıyor.. Bunu alışkanlık haline getirdiğimi, Yusufcuk taklit etmeye başlayınca farkettim.. Şimdi değiştirmeye çalıştırıyorum.. Artık daha seçici olmam lazım..

Bu arada televizyon demişken, az önce Yusufcuğun bir gününü anlatırken yazdığım, yeni keşfettiğimiz programdan bahsedeyim.. TRT'de akşamüstü saat 17:30 18:00 civarı bir program var "Gece Bahçesi" diye.. Bir türlü başından sonuna kadar seyredemediğimiz için tam başlama saatini bilmiyorum.. Yusufcuk ona bayılıyor.. Çok şirin karakterler var, onlarla birlikte zıplıyor, müzik çalınca oynuyor.. Hatta bir karakter var, "Maka Paka" galiba adı, beyaz tombik birşey, orayı burayı temizleyip duruyor.. Ben bile bayılıyorum onu izlemeye :P

Sabahları da "Elma Kurdu Nam Nam"ı seyrediyoruz oğluşumla, orada da pembiş hipopotama bayılıyor :)) Annemin neden bizimle oturup saatlerce çizgi film izlediğini daha iyi anlıyorum şimdi.. Başka çaresi yokmuş ki..

Neyse ne diyorduk, ha modelleme.. Bu da son örneği:


Dün akşam kaşla göz arasında kafasını koltuğun arkasına vuran Yusufcuğun alnına buz koydum şişmesin diye.. Ağladı tabii.. Ben de koymamı istemiyor diye ağladı zannettim.. Meğer kendi yapmak istiyormuş!! Verdik eline.. Artık yaralarını kendi sarıyor oğluşum :))


Başka, başka.. Neler vardı?

Buldum.. Her kapı çalışında "Bağbaaa.." diye koşması mesela.. Özellikle de Ozan'ın geleceği saatlerde daha heyecanlı oluyor bu koşmalar.. Kapı açılıp da baba yoğun sevgi merasimiyle karşılandıktan sonra sıra marifetleri sergilemeye geliyor.. O gün öğrendiği yeni birşey varsa onu yapıyoruz hemen oğlumla.. Örneğin dün, peçeteyi koparıp koparıp yalancıktan burun silmeyi gösterdik.. Ondan önce de bazanın kenarındaki küçük çıkıntıya basıp yatağa çıkmayı.. İki seferdir de fırında yemek yapıyorum, babasını karşılar karşılamaz elinden mutfağa çekip fırını işaret ediyor ve parmağına üflüyor :)) Fırında sıcak birşeyler varmış yani..

Fırın demişken size bir de yemek tarifi verelim son olarak.. Haftasonu da yeni sobelerimizle karşınızda olacağız efendim :))

Yemeğimizin adı, fırında oyuncak yahni :))


Malzemeler:

Bir adet kovboy ve atı.. Kovboyun, kafasına vurdukça çalıştığı keşfedilmiş ve vurula vurula kendinden geçmiş olanını tercih edin lütfen..

Bir adet bozuk hoparlör.. Bunun daha önce bahsi geçmişti, fişinden tutulup evde köpek niyetine gezdirilenlerden olacak..

Bilimum plastik mutfak alet edevatı..

Parçalanmış bir arabanın teker kısmı (Süsleme bununla yapılacak:) )

Altta kaldığı için görünmese de çizik bir CD..


Tüm bu malzemeler "çürüğe ayrılmış" bir fırın tepsisine doldurulur (Allahtan üç tane vardı benim, birini zayii ettik) ve Yusufcuk karşıdan parmağını üfleye üfleye seyrederken pişirilir :))

Afiyet olsun..

26 yorum:

sühendan dedi ki...

Herşey yine çok güzeldi.Resimler and yazın...

Ama ben yemek tarifinize bayıldım.Biz Enes le hiç bu yemeği yapmadık ama Emin le inşaallah deneyeceğiz:)))

muko dedi ki...

Kuaybe'cimm harikasınızzzzzzzzz..
Bir çırpıda okuyorumm yazdıklarınıı tabikii gülerek:)
Bu yaramazlıklarr rutinn bir şekilde artarak devamm edicekk maaleseff gözünü korkutmak gibi olmasın ama gerçekler acıdır:P
Allah'ım acı günlerini göstermesin yoksa herşeyin üstesinden gelinir..
Fırında oyuncak yahniniz de harikaaaaaaa:))

zehra dedi ki...

ay canım kocaman abı olmusta yaralarınımı sararmıs tombıl ellerı olan kucuk adam senı

Anonymous dedi ki...

cok sirinsiniz masallah yaw :)
kuaybe bana ve bebisime dua edin lutfen .gelsin de ben de zat-i aalleriyle boyle guzel oyunlar oynayayim :)
yesim

hayalperisi dedi ki...

demekki hemen hemen ayniymis günlerimiz ben zilan yüzünden vampire döndüm;)

bizde hala ne taklit ne gelisme hic bir sey yok sadece babaa diyor baska bir sey demiyor

bu arada söyledimmi ? zilan 15 aylik olunca bari yürüyeyim dedi ve masallah yürüyor artik (zahmet oldu ama)

yusufu benim yerime öp hemde kocaman ;)

resimler harika cikmis

yemek tarifinizi not eettim denerim benim tembel kizimla ;)

Melek* dedi ki...

ay canım Allah hayırlı ömürler versin inş. daha nsaıl dua edilirki ufak yavrucuğa önemli olan yaşaması değil hayırlısıyla güzel ömürlü olması amin diyin yaw birdaha dua etmem bak bu mübarek günde:)))sanki sen senin bebişini değilde benim bebişimi anlatıyorsun benimki emmeyi 3 ay falan oldu bıraktı tabi 2 yaşı geçti şimdi aynen dediğin gibiydi benimki aslında halende öyle em oyna,düş,kalk mutfak gereçleriyle oyna ayla bezini bağlatma:)))güzel şeyler bunlar Allah aratmasın bu günlerimizi
hayırlı geceler

Sabahnur dedi ki...

aklıma takıldı at eti helalmiydi?:))))

SenaBera dedi ki...

Yaa Yusuf un fotoğraflarına bakınca değişime inanamıyorum annesi...Daha iki ay önce bebek görünümünde iken birden abi abi oldu sanki MaşAllah...Tabii senin bebeğin hep de..Dilerim benim obur latifem gerçek olur da,iştahı açılır ve seni üzmez..
Kitabın için tekrar kolaylık ve ilham diliyorum canım..

Archi*Sugar (Esra) dedi ki...

Harika bir yazi. :-)

TRT'deki o programi gecen hafta hastanede kesvettik biz de. Hastanenin altini ustune getiren Defne, o programi gorunce bir melege donustu. :-)))

Bu yemek tarifi guzel de... sosu eksik. Ustune de icilen meyve suyunu ya da suyu dokmeyi unutmayalim. :-P

uçan talhanın annesi dedi ki...

oh oh maşaallah... yeni nesil annesine her türlü yardımı yapacak seviyede geliyor. bu gün yemek yapan yarın temizlik öbür gün ütü yapar :D
bu çocuklar çok çabuk büyüyorlar ya... bu durumda bizde yaşlanıyoruz sanırım :(
rabbim çalışmanda kolaylık sağlasın. gece çalışmak iyidir üniv. sınavlara hep gece çalışırdım ben ah ah özledim o günleri...

betse dedi ki...

sevgili kuaybe ne kadar güzel yazıyorsu en zor ve yorucu durumları bile eğlenceli hale getiriyorsun bayılıyorum sana..ee annelik böyle birşey tabii dememek lazım her anne yapamıyor bunu inan.bende kızlarımı genelde oyun ve eğlence şeklinde büyüttüm..geçen hafta sana gelenler banada çok geldi ama geçiyor inanki.23 aylık minnoşum hem çok komik hemde çok yorucu..batramda bir tanıdığın 10 aylık bebeğine tüp dolabının kapağını açıyor diye ellerine vurduğunu anlattığında çok üzüldüm kendisinede söyledim çok kınadım ve gündüz çalışan bir öğretmen sadece akşamları birkaç saat geçirdiği yavrusunun ellerine vyrmak ne kadar acı birşey değilmi.benim minnoşum illa cam bardakta su isteyip sonra bardağı yere atıp bardak parçalannınca şaşırdığını felan anlattığımda ay ben olsam çocuğuda parçalardım diyen bir anneye ne denir bilmiyorum..sadece üzgünüm..neyse uzattım. seni ve yusufcuğu öpüyorum.kuaybe yahoo adresin kurtuldumu oraya yazabilirmiyim bazı şeyler var paylaşmak istediğim..sanada rabbim bol bol sabırlar ihsan etsin..yusufada şöyle gündüz 3 saat felan uyku versin inşallah..sevgiler..

feyza dedi ki...

Allah nazardan saklasın Kuaybecim maşallah her gününüz mutlu,mesut sağlıklı geçsin inşallah:))

Cimcime'nin annesi dedi ki...

Oncelikle kendini iyi hissetmeye basladigina sevindim.Daim olsun ins.Gununu proglamlamak cok akillica.Fakat gece 12 den sonra hala 2 ye kadar pilinin bitmemesine cooook sasirdim.Masallah barekallah.Allah gucune zeval vermesin
Yusufcugun o eller parmaklar tam isirmalik.Oglucugunu opuyorum.
muhabbetle..

Minik Patikler dedi ki...

çok şekersiniiizzz :))

Mısır Patlağı :) dedi ki...

Bende keyifle okuyorum :) Düşünceler net ifade ediliyor ya bir bakıyorum hemen bitiyor yazı çok gzl annelik yakışıyor sana beee ...

Anonymous dedi ki...

Uyumadigina degmis dogrusu uzunca ve cok güzel seylerle dolu bir yazi olmus:)
Yusufcugun basina kendi buz koymasi cok tatli, maasallah..
Kizimda burnunu silme,hatta evi silme islerini uygular ama cok abartir, mendil kutusundan bakiyorum bazen 20-30 tane cekmis disari...
Ayy cocuklar büyüdükce enerjilerine yetismek cok zor oluyor ama Allah güc veriyor sükürki!
Babalarin destegi cok önemli!
Bende bazen kizim ögle uykusuna yatinca ev isi mi, yemek mi, blog mu yoksa uyusam mi derim..
Bu uyku durumu cok zor..
Benim sinir sistemim alt üst olmus durumda inan..
Kizim emmiyor üstelik ve gece abartisiz 15 kez yataktan kalkiyorum..Emzigini ver, su icir, süt icir azcik derken...birsey anlamiyorum kesik uyumaktan..
Insallah sizde emme isi bitince uyku düzelir..
Hee bu arada yemek tarifiniz süper:)Yaratici bir tarif aferin Yusuf'a :)
Sevgiler..
KeLeBeKk

AsYa dedi ki...

babayıda yarım saatte harca mı :))))
ay dayanamadım bu cümle kopardı beni ...dur devamını da okiim

arzu dedi ki...

O buz tutusu yokmu bitirdi beni:)))Masaallah, Barekaallah!

Minel dedi ki...

Şu buzlu resimler nedense hiç ama hiç yabancı gelmiyor:)
Hafta sonunu bir duduak patlaması,iki çizik ve bir düşmeyle tamamladık.İlerleyen zamanları fırında oyuncak yemekleri değil bizzat yemek yapmalar bekliyor olacak:)

pınar dedi ki...

yazılarını okumak çok eğlenceli kuaybe. ne güzel anlatıyorsun. özellikle de yemek tarifi süper.resimler de harika. yusufçuğa maşşallahhh...

Kuaybe dedi ki...

Sühendancım mutlaka deneyin, pişman olmayacaksınız :)

Mukocum ben hazırlıklıyım merak etme, ikna ettim kendimi gelecek günlere :))

Evet Zehra teyzesi, kendi yarasına buz basıyor benim oğlum :))

Amin Yeşimcim, inşaallah biz de sizin oyunlarınızı okuruz.. Ama önce senin bir blog açman lazım..

Hayal pericim, her çocuğun gelişimi farklı, üzülmene gerek yok.. Bizimki de yemek yemiyor baksana.. Ellerin on aylık bebeleri neler yiyor!! Eminim o da zamanı gelince seni şaşırta şaşırta sergileyecek tüm marifetlerini :))

M.Akın çok teşekkürler yorumun için.. Sende de benzer bir bebiş varsa anlarsın halimden :)) Allah kolaylık versin..

Kuaybe dedi ki...

Sabahnurcum araştırdım, "plastikten mamül" at eti caizmiş, tabii yiyebilene :))

Özlemcim biz de inanamıyoruz bu kadar hızlı değiştiğine gerçekten.. Büyüyor meleğim.. Ben buna hem seviniyor hem de hüzünleniyorum aslında.. "Obur" latifesi için de amin, amin, amin..

Archicim haklısın, sosu unumuşuz.. Bibeonla evin orasına burasına sıkılan suyu eklesek olur mu acaba?

Eminecim gece çalışmka iyi de ertesi gün uyuma imkanın varsa iyi.. Yoksa cidden değil :))

Bestecim önce mail adresimi vereyim, sayfanın sol üst kısmında da var, minik.melek@yahoo.com.tr'a yazabilirsin..

Bir bebeği büyütmek gerçekten çok ağır bir sorumluluk.. Aklına gelen gelmeyen her türlü fedakarlığı yapmak zorunda kalabiliyor insan.. Buna öfkeden deliye döndüğün anda kendini frenlemek de dahil.. İnşaallah becerebiliriz ve sevilerek, halim selim büyür yavrularımız.. Rabbim tüm annelere kolaylık versin..

Kuaybe dedi ki...

Amin Feyzacım, sizin de :))

Cimcimik'in annesi.. Bir konuyu açıklığa kavuşturalım hemen.. 2'ye kadar pilimin bitmediğini kim söyledi ki :)) Bazen rüyalarla okuduğum metinler brbirine karışıyor :P Şaka bir yana, böyle devam etmeyecek gibi zaten, bir haftada mahvoldum..

MP'cim biz şekeriz de :P bu zavallı atın senin için aynı şeyleri düşünmediği kesin.. Gün aşırı hayır dua ediyordur sana eminim onu Yusufcuğa hediye aldığın için :))

Mısır patlakcım, sana da o cici prensesin annesi olmak çok yakışıyor, teşekkürler..

Kuaybe dedi ki...

Kelebekcim işte en zor ikilem "uyku mu blog mu?" Hi hii.. Anlaşılan sende de blog kazanıyor :))

Dediğin gibi inşaallah bizde emme bitince uykular düzene girer.. Hatta daha bitmeden girse de olur ama çok da hayal kurmayayım ben en iyisi, sonra üzülüyorum olmayınca..

Asyacım oku sen.. Bitince haber ver, yeni cümleler yazalım seni güldürelim :)) Stresin dağılır..

Arzucum :)) Öptük sizi..

Mşnelcim merak etme bizimki korkudan fırına yaklaşamıyor, elini üfleye üfleye kaçıyor yaklaştırırsak :)) Ama sonradan korkuyu yenerse iş kötü..

Pınarcım teşekkürler.. Ben de seni okumayı, Yağmur fıstığının fotoğraflarına bakmayı çok seviyorum :))

IŞIL'ın annesi... dedi ki...

merhaba
yazdıklarınızı ilk kez bugun okudum.geçmişten de yazıları okumaya başladım.maşallah Rabbim nazarlardan korusun evladınızı.
Sağlıklı sıhhatli uzun ömürlü hayırlı evlat olsun inşallah.
Sevgiler...

Anne ve Bebisi dedi ki...

hhahahahahahhaha:)

Firinda yahniye koptum:)