14 Aralık 2007 Cuma

Dün akşam S. Bey'in sekreterine son bir not bıraktım artık aramalarını beklemediğime ve kitabı başka bir yayınevine satacağıma dair.. Buna rağmen hala arayan olmadı!! Demek ki adamlar çoktan vazgeçmiş benim haberim yok..

Akşam Elife Hoca'yla konuştuk telefonda.. Kendisi bu piyasanın ustalarındandır, sayısını bilmediğim kadar çok kitabı var emek emek yazdığı.. Elimdeki kitabı yazmamı da bir nevi ona borçluyum aslında.. Onun kütüphanesinden üç-dört poşet dolusu kitap taşımıştım eve yazmaya başlamadan önce.. Türkçe kitabı yazarken en önemli ve en çok zaman alan mesele temalara uygun metinler bulabilmek.. Bunu halledince olay nispeten hafifliyor, metinlere uygun etkinlikler tasarlamak ve testler yazmak kalıyor geriye.. Bana çok yardımcı olmuştu Allah razı olsun.. Sadece kitaplarla değil, motive edici konuşmalarıyla göndermişti beni eve ve sonra hızla yazmaya başladım zaten.. Akşam olayı anlatınca "Sen buna üzüldün mü yoksa? "dedi bana.. Öyle bir tavırla söyledi ki o an boş yere üzüldüğümü bir kez daha anladım.. Baştan bu olayın içinden sıyrılmak şükretmem gereken birşey belki de.. Çok daha ciddi boyutta mağdur olabilirdim.. İhtimalleri düşündükçe "Çok şükür.." diyorum şimdi..

Bayramdan sonra ilk işim birkaç yayıneviyle görüşmek olacak inşaallah.. Eminim seneye hazırlık olarak etkinlik kitabı yazdırmak isteyen yayınevleri vardır.. Piyasada bu alanda açık çok çünkü.. "Hakkımızda hayırlısı.." diyerek bu konuyu kapatmak istiyorum artık.. Düşünmek ve boş yere kendimi üzmek istemiyorum..

..................

Boleromuz nihayet bitti arkadaşlar..

Ama son halinden önce, dün kaldığımız yerden devam edelim yapım aşamalarına..
Kalan iki çiçeğimizi de ana parçanın diğer tarafına ekliyoruz.



Daha sonra yapraklı olan sırt kısmına değil, ön tarafa gelecek parçanın iki yanına düz zincir çekerek iki bağ yapıyoruz.. Bunların ucuna da çiçeklerimizle aynı renkte iki küçük çiçek daha ekliyoruz..
Bağların uzunluğunu siz ayarlayabilirsiniz.. Fiyonk yapacak kadar olması lazım..


Böylece boleromuz tamamlanmış oluyor...

Benim için işin zor kısmı bundan sonra başladı.. Tahmin ettiğim gibi Yusufcuk asla ama asla böyle bir meselenin içinde yer almak istemedi ve bir kare bile fotoğraf çekemedim..
"Ne yapsam?" diye düşündüm ve minnoşumun düz bir bodysini manken olarak kullanmaya karar verdim..


Ama hem çok sönük kaldı bu sunum hem de bana boynu olan bir manken lazım ki nasıl giyildiğini gösterebileyim.. Body üzerinde olmadı..

Ben de hemen bazanın altında, karanlıkta uyumakta olan bebeğimizi çıkardım :))
Hani bir zamanlar bizde misafir kalan ve Yusufcuğun hışmına uğrayan Salih bebişi kurtarmak için aldığımız bebeği.. Ama Yusufcuk onun canlı olmadığını anlayıp, orasını burasını sıkıştırdığında hiçbir tepki alamayınca önce kafasını gövdesinden ayırmış, sonra da bir kenara atıvermişti! O günden beri uslu uslu - ve haline şükrederek - bazanın altında bekliyordu bu bebek..

Neyse..

Gelelim boleronun nasıl giyildiğine..

Önce bebişin iki kolunu geçiriyoruz..
Yeşilli arka kısmı üstte olacak şekilde tutmamız lazım tabii..


Sonra tüm parçayı bebeğin sırtına doğru geçiriyoruz..
Önde sadece çiçekli bağcıklar kalacak.


Arkada kalan yaka kısmını kendi içine doğru yuvarlayıp istediğimiz ölçüye gelince öndeki bağcıkları da bağlıyoruz ve işteee.... Boleromuz hazır :))


Bir de yandan görelim..
Arkası da böyle duruyor..


Yanlız bu bebek üzerindeki sunum da hoş görünmedi gözüme ve tekrar "Ne yapsam?" diye dolanmaya başladım evin içinde.. Aklıma Yusufcuğun daha önce darmadağan ettiği yün yumağı geldi :)) Ucundan ip koparıp koparıp çiçek yaptığım bu çilekeş yumak, bu sefer de peruk oldu bize :))
Böylece bebişimiz de konsepte uyumlu hale geldi..


Bolero bebişe göre biraz büyük olduğundan yandaki çiçekler falan tam açık durmadı ama sanırım nasıl birşey olduğu belli olmuştur..

Beğenenler hemen bebişlerine örmeye başlasın bakalım..

Ben bunu tatlış Atikeme ördüm.. Şimdi sırada Rana bebişiminki var.. Ama onu daha farklı süsleyeceğim inşaallah.. Zaten süsleme tamamen kişiye kalmış.. Benim gördüğüm model böyle değil aşağıdaki gibiydi..


Bu benim kendi bolerom.. Kayınvalide-gelin ortak yapımı :)) (Benim katkım sadece ortadaki çiçek ama farklı bir görünüm verdim fena mı :P) Biz kenarları çiçekle değil de altı tane düz zincirle zikzak yaparak birleştirdik.. Süslemeden düz dikenler de var.. Tercih size kalmış..


..................


Biraz da ev dekorasyonuyla ilgili önerilerde bulunalım :p

Eğer sizin de tekli koltuklarınız beybişiniz tarafından atlama sahası olarak kullanılıyorsa,
onları yan yatırabilirsiniz..

Tamam belki böyle yaparak geleceğin "potansiyel" bir bungee jumpingcisinin gelişimine ket vurmuş olabilirim ama böyle yapmasaydım ben geleceğin "kesin" kalp hastası olacaktım..
Bütün gün "Hiiiğğğ..", "Ayyyhh.." diye diye Yusufcuğu havada yakalamktan, ben daha sakinleşmeden, kalbimin çarpıntısı geçmeden aynı sahneleri tekrar tekrar yaşamaktan iyice paranoyak oldum..



Neyse ki Yusufcuk bu yeni koltuk modelimizi çok sevdi.. Aralara girip girip çıkıyor.. Aslında sırtı yaslamak için tasarlanmış bölgede zıp zıp zıplıyor.. Hatta böyle daha kolay sürükleyebildiği için oyun alanını istediği yere taşıyabiliyor :)) Ben de karşıdan bakıp rahat rahat çiçek işleyebiliyorm :P

Yanlız evde görünümü altüst olan tek yer salon değil.. Yatakodamız da estetik planını kaybetmiş durumda.. Sebebi mi? Yusufcuk anne ve babasının yanında yatmaya geri döndü.. Gece defalarca kalkıp kalkıp onun odasına gitmek işkenceye dönüştüğü için yatağın ve komidinlerin yerini değiştirip kocaman bir yer yatağı yaptım bebişime.. Kendi yatağı odasında duruyor ve gündüzleri orada uyutuyorum, geceleri bizimle yatıyor yine.. Böylesi daha kolay yaa..

.................


Dün Ozan gelince "Nasıl yazdın o kadar şeyi?" dedi bana sayfaya bakıp.. Bugün yine döktürmüşüm.. Boşluk başıma vurdu galiba :P Benim hemen yeni kitap projelerine açılmam lazım :)) Hayır ben yazarken zevk alıyorum da, size yazık di mi?

16 yorum:

Esra dedi ki...

Olur mu Kuaybe, ben kendi adıma çok keyif alıyorum seni okumaktan, döktürmeye devam et bence:)
Bolero da çok şık olmuş,ellerine sağlık..Sahibi de güle güle giysin inş.

evo dedi ki...

Mankeniniz cok sirin olmus :)) Bu kadar guzel bir anlatimdan sonra bunu oremezsem ayip olacak:)Turkiyeye gider gitmez yun ve sis alip bende orucem insaAllah.Ellerine saglik eminim sahibide cok begenicektir.

Cimcime'nin annesi dedi ki...

Boleroya bayildim.kesin(INS)yapiyorum kizima.
Yusufcugun bu foto.da buyudugu cok hissediliyor.
muhabbetle..

Kuaybe dedi ki...

Esracım çok teşekkür ederim.. Ben de "döktürmekten" çok zevk alıyorum :))

Evocum neden buraya gelince öreceksin? Orada yün ve şiş yok mu? Bilmiyorlar mı örgü örmeyi? Valla dalga geçmek için sormadım.. Sen gelince öreceğini söyleyince aklıma bu sebep geldi.. Olabilir yani..

Cimcimik'in annesi ör ör.. Giysin cimcime, haftanın şıkı olsun :)) Benim de içimden Yusufcuğa giydirmek geliyor ama olmaz ki di mi :P

Bir Hoş Seda imiş... dedi ki...

Bencede devam et hatta yazılar daha uzun bile olabilir ben acayip keyif alıyorum yazılarından hergün birkaç kez bakmadan geçemiyorum:)Her işte bir hayır vardır de geç kuaybecim.Ya maşallah sana imreniyorum valla:)Hem ev ,hem iş, hem müthiş bir çocuk hemde el örgüleri offf off ben tek başımayım ama ne dantel nede örgüden anlıyorum olmaz ama yaaa:))

sühendan dedi ki...

Senin yazılarını okurken aacayip bir keyif alıyorum.
Kendi adıma uzun yazılarından sıkıldığımı söyleyemem.

Ellerine sağlık.Bu iş de bitti.Kızımız da yok ki bir tane de bize ör diyelim:)))

arzu dedi ki...

Insaallah kitabin icin hayirlisi olsun,can sIkIcI bir durum ama muhakkak vardir bir hikmet! Balero'ya bayildim cok seker cok sirincik bisi:)Gule Gule kulansin Atike'cik:)Turkiye'ye donunce anneme tarif eder ordururum artik:)cunku benim yapamayacagim birsey oldugu kesin:))Yusufcuk cok tatli ya, bu bebislerin yaramazlikklari olmasa ya cok keyifsiz olurdu hayat:))

annegül dedi ki...

Bize yazık degil canım, sen yeter ki yaz bol bol, bizi dert etme. Su yayınevi Yusufcuga kitap alırken tercih ettigin yayınevlerinden biri degildir umarım, eger öyleyse esimin yaptıgı hizmet adına çok üzülürüm :(.Boleronun ilk fotosunda kafam karıstı ikinci fotoyu görünce hepten sasırdım ama bebekli fotoyu görünce orda koptum ama anlasılan çok erken gülmüsüm çünkü Yusufcugun sondan üçüncü fotosu bitirdi beni:)))), artık bu gülme krizinden nasıl çıkarım bilmiyorum. Ama bu demek degildir ki boleronun güzelligi gözümden kaçtı, samimi olarak gerçekten çok güzel olmus eline saglık, bir kez daha kızım olmadıgına yandım ne diyim. Sasırmamın nedeni kafanın nereye gelecegini hesap edemememdi bu konuda bize yardımcı oldugu için "Durmusa" : )))tesekkür ederiz.Simdiden size iyi yolculuklar dilemekle birlikte, önceden Yusufcugun otobüs maceralarını okumus biri olarak yolculara, otobüs görevlilerine simdiden Allah sabır versin diyorum :))))

Anonymous dedi ki...

kuaybecim ellerine saglik boleron cok guzel olmus.cook begendim bende kizima ormek istiyorum ama becerememki o cicekler falan nasil oluyo hiic anlamam..ins orgu ormeyi ogrenip deniycem boleronu yapmayi..

yusuf pasa anlamis onun cicili buculu kiz isi oldugunu giymemis annesi..hakli benim yakisiklim ona sen birde erkek versiyonundan or bak nasil giyer akilli bucurugum:)

kuaybe sana mail yazmak istiyorum ama yorumlari okudugum kadariyla sen pek maillerine bakmiyormussun:)ya banada bakmazsan:(neyse yazarim ben ins sende okursun..

muko dedi ki...

ilk önce kitap hakkında hayırlısı olsun inşallah,herşerde bir hayır vardır diyerek
boleronun güzelliğine geçeyim
harikaa olmuş, harika bir sunumm hele ki manken bebişin son peruklu hali bitirdi beni:)
ayrıca hiç sıkılmadan okuyorum ben yazdıklarınıı sen devam et böylee uzun uzun yazmayaa
yusufcuk da günden güne büyüyor maşalahhhh

evo dedi ki...

kuaybecim burada yun sis var tabi ama Turkiye de cesit daha cok.Bende bayrama orada olacagimdan oyle soylemistim.

Ayça dedi ki...

Yüreğiniz sihirli olmalı ki bu ellerinize vurmuş.. Hem maharetli hem de kalem tutuyor. bu herkes de olmayan bir özellik. Yüreğinize haksızlık etmeyin.. Sesizde olsa sizi takip edenler çok. Bolere muhteşem. Oğlunuza da sadece maşallah diyeceğim. Dualarım sizinle :)Sizi ekledim bu arada bende minik oğlumla beklerim arada :)

Melek* dedi ki...

boleron çok güzel bu arada boşver artık o yayınevini çünkü düşündükçe morelin bozulacak arkadaşım.elif hocadan Allah razı olsunki seni teselli etmiş.seninki çok güzel bir hizmet mevla hizmet etmek istiyenlerin önünü her daim açmıştır tecrübeyle sabittir..bu arada yeni koltuüunuz hayırlı olsun ne tevafukturki bizim ufaklık yani zahid de çok yapar böyle:)Allah güzel ömürler versin bebişlerimize öpüyoruz sizi zahidle birlikte:))

Rana Eslem GULMEZ dedi ki...

insaallah isteklerine cevap verecek ve degerini bilen bir yayineviyle calisirsin her seyde bir hayir var diyerekten gonlunu ferah tut.yusuf pasanin yaramazliklari arasinda ranaya bolero orme dusuncesi bile cok hos)cok tesekkur ederiz simdiden sevgiler...

zeynep dedi ki...

kuaybecim aynı durum bizim de başımıza geldi. aylarca emek döktüğümüz uğruna bütün hamileliğimi bilgisayar karşısında geçirmeme rağmen yayın evi hala paramı vermedi. biz kitabı nisanda teslim ettik. yayınevi ekimde ödeyeceğini söyledi ama yalnızca yarısını ödedi. hala yarısı onlarda. eşim telefon etmekten bıktı. bi de benim gibi arsız değil. ben öyle bir telefon edicem öyle şeyler söyliycem ama ama eşim izin vermez.

o paraya ne kadar ihtiyacımız vardı bilemezsin. neyse ki rabbim başka yerlerden bize destek oldu. ben onlara hakkımı helal etmiyorum. sen de etme..

neyse çok öptüm seni..
oğluşuna ve kendine çok iyi bak..

iyi bayramlar dilerim canımcım..

boleron çok güzel olmuş. emeğine sağlık..

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Alemsin. Bayıldım pembe peruklu konu mankenine.:)) Çok güzel olmuş ellerine sağlık.

Kitap konusunda yaptıkları büyük haksızlık. Ama, güzel yapılan iş mutlaka karşılığını bulur. Eminim daha güzel şartlarda yeni bir yayıneviyle anlaşacaksın. Bizim yavrular da o kitaplardan faydalanacaklar.

Koltuk konusundaki yaratıcı fikrinden dolayı da kutlarım seni. Yavrular küçükken ben de odanın heryerine yastıklar, minderler, yer yatakları falan atardım. Erkek çocuk oldu mu böyle canım. Ama çok sevimli bakıyor koltuğun arasından doğru. Maşallah ona.:)