Dün İrem'le buluşacağımızdan bahsetmiştim bir önceki yazıda ama nasip olmadı maalesef.. Ozan'ın son anda haber verdiği şirket pikniği sebebiyle yarına ertelemiştik buluşmayı ama bu sefer de İrem'in misafirleri geleceği için önümüzdeki haftaya kaldı :((
30 Ağustos Zafer Bayramımızı bir piknikle kutlamaya karar veren kocalarımızın peşine takılıp yine düştük dağ yollarına :)) Sirkeli civarında biryere gittik ama adını tam bilmiyorum..
Aslında çok kalabalık değildik, iki aile gelmedi ama aralarında on ay bulunan üç bebekle faaliyet had safhadaydı..
Piknik boyunca meleğim çooook mutluydu.. Topraklara bulandı, her nevi ot çöpün tadına baktı yine.. ( Bende büyük gelişmeler var yaa.. Önceden yastığına düşen emziği bile kaynar sularla yıkamadan vermeyen ben şimdi sadece uzaktan bakıp "Ayy oğlum yenmez ooo, pis, eee eee, çıkar çabuuukkk.." diye bağırıyorum.. Doğal bağışıklığa inanmaya başladım )
Babası sürekli başında gezdi meleğimin, emeklediği güzergahı dikenlerden, taşlardan temizledi :))
Biz de üç arkadaş baktık ki babalar bakıyor bebişlere, önce çevredeki yüksek tepelerden birine çıktık - sürüne sürüne :)) - sonra da aşağıya "Heyooo, heyoo.." diye bağırdık.. Bazı ufak tefek kazalar atlattık ama aşağı çaktırmadık tabii, kahramanlığa leke sürdürmemek lazım..
Sonra ben biraz güneşlendim (!) biraz da böğürtlen topladım küçük meleğime.. Bayılıyor ya..
Meleğim de onları afiyetle yedi.. Ama bu sefer ben kendim yedirdim zira geçen seferki piknik kıyafetlerinden o böğürtlen lekelerini çıkartabilmiş değilim henüz..
Miniciğimin en gözde oyuncağı ızgara teliydi orada.. Dakikalarca oynadı onunla.. Yağlı mağlı demedim verdim eline çünkü çamaşır yıkamak, oraya buraya emekleyen zıp zıp tavşanın peşinde koşmaktan daha kolay :))
Velhasılı çoook güzel bir gündü.. Dönüşte yorgunluktan kucağımda sızdı kaldı meleğim..
Sadece ufak bir akşam yürüyüşü..
Taa yukarılardan Ankara'yı seyrettik oğlumla..
( Ben bu cümleyi daha önce kurdum galiba.. Aaa evet, Estergon Kalesi için söylemiştim aynı şeyi.. )
Kendini yerlere atıp emeklemeye çalışan Yusufcuğuu kucakta tutmak hiç kolay değildi tabii.. Bu yüzden oturmaktan çok yürümek zorunda kaldık..
Bu yürüyüşün ardından da market alışverişimizi yapıp eve döndük yorgun argın..
......................
Bu yürüyüşün ardından da market alışverişimizi yapıp eve döndük yorgun argın..
......................
"Hazır herkes kendi işiyle meşgulken ben de şu reyona yanaşayım bari.."
"Gelin bakalım rengarenk mamalar.."
9 yorum:
Hayranım size kuaybe:) Gezinti azminize... Yusufcuğun cevabı harikaydı:) Hayırrrr... hehe
dogal bagisiklik bu lafi cok sevdim ama ben hala yapamiyorum aslinda sana hayranim benim minik tirtilim hala pütürlü bile yiyemiyor benim yüzümden
pek güzel bir gün olmus insallah hep böyle gecer günleriniz
mailimi yazmistim mailin gelmedigi icin davet yollayamadim yollarsan bekliyorum ama hafta sonu bende yokum belki persembeye gelirim ama gittigim yerlerin resmini cekersem koymayi düsünüyorum ;)
resimler harika. yusufçuk yeni cicisini de giymiş. pek de yakışmış:)
yeni ciciler nede yakışmış minik delikanlıya!
gezin gezin ne güzel valla. biz 30 ağustosu işyerinde kutladık :(
Çok güzel bi gün geçirmişsiniz yeni cicisi ve şapka şovuyla çok tatlı olmuş minik melek maşallah:))
Patlıcanlı böreği de merak ettim şimdi keşke Ankara da olsaydım:((
yine yeni yeniden PİS PİKNİK :) KAKA PİKNİN :)
Aysuncum o azim babamızda var, biz de nasipleniyoruz işte :))
Hayalpericim ben unuttum yaa maili doğru söylüyorsun.. Atayım hemen..
Önceden ben de senin gibiydim.. Çok korumacı davranıyordum ama çevremdeki herkes istisnasız aynı şeyi söyledi "çok korumacılık=gelişememiş bağışıklık=daha çok hastalık".. Bebeğin bazı mikroplarla özellikle ilk yıl içinde karşılaşması çok önemliymiş.. Bağışıklık sistemi gelişirmiş, önce çok korunur sonra karşılaşırsa bu mikroplara yenilirmiş hazırlıksız olduğu için.. Alerjik hastalıklar da en çok korunan çocuklarda görülürmüş.. Gerçek mikropla karşılaşmayan bağışıklık sistemi alerjenleri hedef alıp onlarla savaşırmış.. Çok yazı okudum ben bu konuda yaa :))
Teşekkürler Pınar teyzesi, yeşilimizi giyip onunla da fotoğraf çekicez :))
Eminecim yazık ama size.. İşyerinde kutlama mı olur ya :((
Feyzacım sen gel bize, ben sana patlıcanlı börek de yaparım, patatesli de peynirli de :))
Hımm, hiç de kaka değildi bir kere pikniğimiz İremcim ama ben de çooook üzüldüm buluşamadık diye :(( Haftaiçi inşaallah ama bak bu sefer mazeret yok tamam mı ikimizde de :))
Kuaybeciim mail attım dönersen sevinirim...
:) Çok güzel geçmiş canım maşaAllah size :))
Yorum Gönder