7 Mart 2008 Cuma

Dün akşam sana yazmaya niyetlenmiştim sevgili günlük..
Yemeğimi yiyecek ve Yusufcuğun kendi kendine uydurduğu oyunu oynamasını fırsat bilerek yazacaktım uzun uzuuun..

Yemeği hazırladım.. Bir koca kase dolusu da salata yaptım.. Canım çok istemişti.. Önce Yusufcuğun karnını doyurdum.. Sonra da aldım salata kasemi elime, bir yandan Yusufcuğa domates yediriyorum ağzını serçe yavrusu gibi açtıkça bir yandan da ben yiyorum.. İşte ne olduysa o anda oldu sevgili günlük.. Yusyuvarlak kaseye songücüyle bir yumruk indirdi Yusufcuk ve havada döndüğünü gördüm kasenin! Pembe-beyaz çiçekli halıma, marullardan yapraklar, domateslerden uğurböcekleri kondu :P

Ben ne yaptım peki?
Merak ediyorsun di mi..

Önce korkudan dakikalarca ağlayan Yusufcuğu sakinleştirmeye çalıştım.. Panikle o da koltuktan düştü çünkü.. Kaseyi tutamamamın bir sebebi de bu aslında.. Bir yandan Yusufcuk bir yandan o havada uçunca hangisine bakacağımı şaşırdım!

Ne bağırdım, ne de kızdım sevgili günlük, valla bak.. Yusufcuk suçlu suçlu kenarda otururken, ben de artık iyice sıkı fıkı dost olduğumuz halı şampuanı ile başladım akşam akşam halı silmeye.. Ama çok zordu be günlük.. Zeytinyağlı, sirkeliydi salata.. Üstüne üstlük sumak da vardı sosunda.. O minicik minicik sumakları halının arasından temizlemeyene kadar gece bitti zaten!


Bir ara Yusufcuk da yardım etti bana, hakkını yemeyeyim şimdi :P

...............


Oysa ne çok şey vardı anlatacak..

Bir önceki gün hayata kısa bir mola vermiştim mesela..
Tüm karamsar yanlarıma, son günlerde üstüme çöken vesveselere, uzun uzun uyuma isteğime, eve kapanıp kalmışlığıma.. Hepsine mola..

Canım "Hülü"m geldi Amerika'dan.. Haberim yoktu, sesini duyunca telefonda havalara uçtum.. Üniversiteden sonra gitti, hala orada..
Oradan birisiyle nişanlandı zaten.. Hep orada olacak galiba..

Saatlerce süren bir kahvaltı ettik -ben konuşmaktan birşey yiyemedim hatta, çok şey birikmiş anlatacak :))- Sonra Yusufcuk yoğun sevgi gösterileri sergiledi Hülya teyzesine.. Benim onu çok sevdiğimi mi farketti yoksa çok mu içi ısındı bilmiyorum ama gitti geldi öptü Hülü'yü :)) Kucağına tırmandı, uzun uzun birşeyler anlattı ona.. Fotoğraflar döküldü yine ortaya, eskileri yadettik.. Laf lafı açtı, birbirimizi ne kadar özlediğimiz farkettik..

Öğlen yemeği için bizim meşhur Özbek çadırına götürdüm canımı.. Benim sıradan ve alelacele yapılmış yemeklerimdense oradakileri yemesi daha mantıklıydı zaten :)) Geleceğinden haberim olsaydı neler neler hazırlardım ben ona ama çok geç haberim oldu maalesef..

Orada yemek yerken bir yandan da canlı olarak Özbek şarkıları söylüyordu müzisyenler.. Yusufcuk duyunca dayanamadı tabii.. Oynamaya başladı.. Yanlarına götürdüm ben de.. Özbek işletmeci kadının çok hoşuna gitti merakı.. Özbek çocuklarının geleneksel sünnet kıyafetini giydirdi Yusufcuğa..
Eline de çalgıyı verdik, o çaldı biz dinledik :P

Oradan çıkışta acele acele biraz alışveriş yaptık, koştura koştura eve gittik ondan sonra.. Hülücümün nişanlısı kapıda bekliyordu bizi.. Yine geç kaldık yani kadın milleti olarak! Onlar daha önceden söz verdikleri biryere gittiler, ben de akşam yemeği hazırlıklarına giriştim..

Yemek, çay.. derken vakit ilerledi.. Yusufcuk da uyudu, eşler de.. Ve biz dayanabildiğimiz kadar dayandık, inatlaştık uykuyla.. Bir daha ne zaman nasip olur, ne zaman görürüz birbirimizi kim bilir..


............


Hayat ne garip.. Dört yılı paylaşıyorsun bir insanla.. Sonra ayrılıyor yollar.. Başka başka hikayelerle doluyor hayatlar.. Bir bakıyorsun, dört sene olmuş ayrılalı.. Ama bir araya gelince yine "canııımmm" diyorsun onu kucaklarken.. Ne uzaklık, ne geçen yıllar resmiyet koymuyor araya.. Yine aynı esprilere gülüyor, yine aynı mimiklerle sohbet ediyorsun.. Buruklukla karışık bir coşku yaşıyorsun..

Ve merak ediyorum.. Neden herkese karşı böyle hissetmiyorum?

Herkesi böyle özlemiyorum, bu bir gerçek.. Hiçbirşey hissetmiyorum bazı insanlar hayatımdan sonsuza dek çıkmış olsa bile..

Sırrı ne acaba dostluğun?

Bir insanı dost yapan ne?

5 yorum:

iremmm dedi ki...

ne guzeldir dostluk dimii :)


benim icinde boyle hissetmen dilegiyle....

öpüldün cnm...

zehra dedi ki...

s.a kuaybecim,salata maceraniz hayirli olsun.halilara da afiyet olsun:))yusufcuga bisey soylememe sabrinida cok takdir ettim.en dorusunu yapmissin zaten anlamis yusufcuk hata yaptigini korkmus canim benim.yusufcuk buyuyunce bu yaptiklarini okuyunca cocuk olduguna ve senin annesi olduguna cok sukredecek eminim.cunku yasadiklarinizi o kadar guzel bir dille anlatiyosunki insanin yuregine iniyorsun en kotu anlari bile espiriyle yakaliyorsun.senin bu kivrak zekana hayranim.ve tabi anneligine de...


canim mailini aldim.bu hayir isinin elbette bir parcasi oldun.Allah senden razi olsun.
hoscakal..

muko dedi ki...

Ne güzel sabırlı bir annesin Kuaybe'cim ,ben olsam bir çığlık atmıştım sanırım..
Ama ama yusufcuğun o özbek kıyafetiylee görmekk isterdim bendeeeeeeeee:(
Dostlukk çok güzell çok başkaaa seninde deiğin gibi yıllar geçse bilee yinede canım deyebildikten sonra
Herke böyle güzel dostluluklar diliyorum

Anonymous dedi ki...

Kuaybecim valla yazilarini roman gibi okuyorum:)
Salata olayina benzer bizde cok yasadik, kizim bardak kirdi, corba devirdi haliya, icecekler...vs. saymayayim:) Cocuklar oynuyor yahut birsey yapayim derken anlamiyorlarda, bende kizmiyorum bu durumda ama ciddi bir sekilde uyariyorumo anda.
Dostunla böyle bir araya gelip vakit gecirmek ne güzel olmus!
Imreniyorum bu tip dostluk yazilari okuyunca, cünkü gercek bu tip özlenilecek dostlar cok az bence.
DOstluklarin cogalmasi adina...
Sevgiler
KeLeBeKk ve minik kelebegi DiLaNur ECe

Kuaybe dedi ki...

İremcim, hissediyorum canım, merak etme:))

Zehracım güzel sözlerin için çok teşekkürler.. Umarım dediğin gibi olur ve annesi olduğum için mutlu olur Yusufcuk büyüdüğünde..

Sevgili Muko, ben o çığlığı içimden attım zaten :P Yusufcuk duymadı :))

Kelebekcim, uyarmak etkili olsa ben de uyaracağım ama henüz Yusufcuk onu anlayacak kadar büyük değil.. Daha doğrusu anlasa bile uygulayacak kadar.. Bana da halı silmek düşüyor işte :))

Teşekkürler yorumlarınız için..