28 Eylül 2007 Cuma

Yeni gece uykusu modelimi açıklıyorum :


"Bol bölünmeli göçebe modeli"


İki gecedir benim annelik Yusufcuğun da bebişlik hayatında bir ilke imza atıyoruz ve ayrı odalarda yatıyoruz oğlumla.. Bu bizim için büyük bir gelişme :P Gerçi yatıyoruz deyince sakın yanlış anlaşılmasın.. Yusufcuğu ilk uyuttuğumda kendi yatağımda başlayan, her ağlayışında onun yanına ışınlanmamla devam eden, şanslıysam pışpışlayarak daldığında odama geri döndüğüm, değilse emzirirken oturduğum yerde uyuyakaldığım bir uyku işte.. Bölük pörçük, bir orada bir yatağımda.. Ama alışacağız, kararlıyız :P

Gerçi beynimin sağ lobu hiç memnun değil bu durumdan.. Hafif bir sızı var o tarafta :))


İlk gece nedenini anlayamadığım hafif bir suçluluk duygusuyla kendi yatağımıza yattığımda uzun süre dalamadım niyeyse.. Aklım hep lolipoptaydı.. Uykumun arasında da bir ara şöyle bir diyalog geçti vicdanımla aramızda :

- Hadi Kuaybe, kalk da Yusufcuğa bak.. İyi mi?
- Ya vicdan, uykumun en derin yerindeyim.. İyi olmasa ağlar, lütfen git..
- Hımm, sen burada sıcacık yatıyorsun.. Üstün açılsa örtme imkanın var.. Ya o üşüyorsa, üstünü açtıysa..
- Ya ama uyanamıyorum ki.. Bak deniyorum deniyorum, açılmıyor gözlerim..
- Sen de anne olacaksın işte.. Cı cık cık..
- Ya vicdan ya, lütfen.. Yeni daldım zaten, şimdi uyanacak Yusufcuk.. Rahat bırak beniiiiii!!
- Hayır kalkıp bakmadan gitmem..
- Böhüüüüüüü..
...
..
.
- Hıh, üstü kapalı işte, mışıl mışıl da uyuyor.. Rahatladın mı?
- Evet :))


Bu olayın ardında Yusufcuk saat beşte üçüncü kez açtı gözlerini.. Biz onu daha günün başlamadığına, o da cin gibi gözlerle bizi çoktaaaan başladığına ikna etmeye çalıştı uzun bir süre.. Beyefendi hiçbirşey giymek istemediğini de gecenin o vakti, sessizlikte daha da yüksek çıkan sesiyle belirttiği için babası çareyi onu kendi hırkasına sarmakta buldu.. Kanguru gibi oturup durdular.. Uzun süre uykusunun gelmesini bekledik küçük beyin!


......................


Yusufcuk beni çok ama çooook şaşırtmaya devam ediyor bugünlerde..


Birşey yapmak istemediği zaman -ki bu çoğu zaman yemek yemek oluyor- başını iki yana sallayıp "Hayır" diyor bana..


Hiçbirşeyi unutmuyor.. Diyelim ki iki gün önce yatak odasındaki bir çekmeceyi karıştırırken yakaladım onu ve kapıyı kapattım.. Kapıyı açık yakalayınca ilk işi koşup kaldığı yerden hummalı bir şekilde çekmeceyi karıştırmak oluyor..


Artık basit komutları çok iyi anlıyor maşaallah.. "Kaşığı bana ver.." dediğimde uzatıyor, "Hadi babayı arayalım.." dediğimde gidip telefonu alıyor, kulağına dayıyor.. "Git bak bakalım baba gelmiş mi?" diyorum, kapıya gidiyor.. Ama "Hadi uyuyalım.." ya da "Aç bakalım ağzını, hammm.." dediğimde hiç de oralı olmuyor.. Yani işine gelenleri yapıyor sadece :))


Kakişi geldiği zaman kıyı, köşe bir yere sinip sessiz sessiz dolduruyor bezini :)) Utanmayı ne zaman öğrendi ki bücürüm, hayret..


Anlamaya başladığı şeylerden birisi de kendisine kızıldığı.. Babası sertçe "Hişşşttt.." dediğinde ya da ben kendisine zarar verecek birşeye yeltendiğinde kızdığım zaman önce duraksıyor, sonra da dudağını büzüp ağlıyor.. Hele de uykuluysa daha da nazlı nazlı ağlıyor..


Havalar serinlediği içi yelek giydiriyorum, hiç istemiyor.. Tek tek düğmeleri açıyor önce, sonra da kollarını arkaya uzatıp sallaya sallaya çıkarmaya çalışıyor yeleği :)) Bez bağlama meselesini hiç sormayın zaten!!


Çok tatlı yürüyor maşaallah.. Özgür özgür dolanıyor evin içinde.. Bazen o beni arıyor hangi odadayım diye, bazen de ben onu.. O salonda oynarken ben mutfağa gidiyorum, bir bakıyorum pıt diye yanımda bitmiş :))


Diyafona bayılıyor.. Boyu yetişmediği için ben alıyorum kucağıma, dakikalarca diklip ne zaman bıkacak diye bekliyorum ama bıkmıyor..


Yemek yemeyi çok seviyor ya (!) şimdi de kendi yeme olayına takmış durumda.. Boş da olsa mutlaka bir kaşık olacak elinde.. Bazen onunla bana yedirmeye çaışıyor hayali lokmaları, bazen de işe yarıyor o kaşık, ben içine koyuyorum birşeyler, azıcık yardımla ağzına götürüyor :)) Kendi yediklerini de çıkarmıyor ağzından ne hikmetse..


"Gucuk gucuk gucukkk" diyorum ellerimi açıp, hemen geliyor kucağıma.. Şirin şirin sırıtıp öptürüyor kendini.. Arada birkaç tokat da düşüyor tabii nasibimize.. Eli de çok ağır bu arada.. Az değildir vurduğunda gözümden yaş getirdiği, gözümün önünde yıldızlar uçuşturduğu.. Babası da en çok minik jilet tırnaklarından çekiyor.. Haritaya döndü kocacığımın yüzü :)) Sevdi mi haşin seviyor benim oğlum..


Birşeyleri biryerlere taşımayı çok seviyor.. Bazen bakıyorum benim çantamı sürüklüyor koridorda, bazen de arayıp bulamadığım mutfak havlum oturma odasındaki kanepenin arkasından çıkıyor :)) Ağır şeyleri de "Ihh ııığğğhh.." diye bir çekişi var ki, öldürüyor beni gülmekten..


Yusufcukla namaz kılmak da çok zevkli :)) Aslında namazlarımı onun uyuduğu saatlerde kılmaya çalışıyorum ama benim oğlum sık sık ve uzun uzun uyuduğu için (!) bu çoğu zaman mümkün olmuyor.. Ben de mecburen önüne oyuncaklarını yığıp yanında duruyorum namaza.. İki dakika geçmeden başlıyor eteğimi çekmeye, başörtüme asılmaya, ayaklarımla oynamaya.. Gülmemek için kendimi zor tutuyorum.. Bana birşeyler mırıldanıyor, sonra da yüzüne bakıp cevap vermediğim için kızıyor.. Secde ettiğimde de çıkıyor üstüme, Peygamber Efendimiz torunları öyle yaptığında onlar inene kadar beklediği için ben de bekliyorum düşmesin diye.. İki gündür de secde hareketini taklit ediyor kendince.. Ayaklar ve baş yerde, popiş havada ters "v" gibi duruyor ben namaz kılarken :))


.................


Bunlar beybişimin ilk papişleri :))


Ben aşağıdaki yazıyı yazdıktan bir-iki saat sonra babamızın arkadaşı Fatih amcamızın hediyeleri geldi.. Kutuyu bir açtım, minnoş minnoş ayakkabılar.. Tam da meleğimin ayağına göre..

Sadece Yusufcuğu değil bizi de sevindiren Fatih amcaya güzel hediyeleri için çok teşekkürler..


..................


Dün bir yorum aldım, blokumun -ki aslı blogtur :)- ne kadar itici ve yapmacık olduğuyla ilgili.. Yayınlamadım çünkü yorumun altında bir isim yoktu.. Gölge bir şahsiyet tarafından yazılmış anlaşılan.. Ayrıca Yusufcuğun büyüyüp bu sayfayı okuduğunda bu saçmalıkla karşılaşmasını istemedim.. Bu kısmı da bir süre sonra sileceğim zaten..

Herkes istediği gibi düşünmekte serbest.. İtici gelebilir, yapmacık gelebilir yazdıklarım ama herkes neyi okuyup neyi okumayacağı konusunda hür.. Ben şahsen bana hoş gelmeyen, birşey vermeyen blogları okumuyorum.. Ama okusam ve onları eleştirmek istersem, bunu, altına ismimi yazmadığım şahsiyetsiz bir yorumla yapmam.. Söylemek istediklerimi "vasfımla" söylerim.. Vasfıma yakıştıramadığım şeyleri de söylemem.. Bu arkadaştan ricam, altına ismini bile yazamayacağı yorumlar yazmaması.. Söylediklerinde ısrarcıysa da kim olduğunu belirtmesi.. Ben de muhatabımı bilirim en azından..


................


Bugün aşı vurdurmaya gittik meleğime..

Sabah sağlık ocağından aradılar ve benim tamamen unuttuğum MMR aşısını vurdurup vurdurmadığımı, vurulmadıysa sağlık ocağına beklediklerini söylediler.. Telefonu kapatınca hayret ettim, hem kendime -aşıyı unuttuğum için, doğumgününde aklımdaydı oysa- hem de sağlık ocağına - bu kadar ciddi bir takip yaptıkları için, ne de olsa alışkın değiliz böyle şeylere.. Ama birşeylerin değiştiğini görmek çok güzel..-

Neyse öğlen evden çıktık, şimdiye kadar tüm aşılarımızı yaptırdığımız sağlık ocağına gittik.. O da öyle bir yerde ki mübarek, ara sokaklardan yokuş ine çıka bir hal oldum.. Önceden Ozan götürüyordu arabayla, rahattım.. Bugün ilk defa kendim gittim yürüyerek, resmen canım çıktı.. Son yokuşu çıkarken Yusufcuğun burnunu silmek bahanesiyle iki kere mola verdim yol kenarında :))

Sağlık ocağına girdim, aşı odasını arıyorum, dediler ki "Artık burada vurulmuyor aşılar, ............. sağlık ocağına gideceksiniz." Haydaa.. Canım çıkmış bir halde, aldığım yarım yamalak tarifle yeni sağlık ocağının yolunu tuttum.. Dedim ya yarım yamalaktı tarif ve ben doğal olarak kayboldum!!

Sora sora, söylene söylene yeni sağlık ocağını buldum ve farkettim ki bizim evin sadece üç sokak arkasındaymış -bunu ancak geri dönerken anladım :))- Yani sol elinle sol kulağını değil de elini başının üstünden dolandırıp sağ kulağını tutmak gibi oldu benim iş.. Anladınız siz onu di mi?

Yusufcuk hemşireye pek bir cilve yaptı başta.. Aşı odasını bir güzel karıştırdı.. İğne hazırlanırken bile hiçbirşeyin farkında değildi ama iğne sonrası çok ağladı yavrum.. Hazırlıklı gitmiştim Allahtan ki.. Hemen kocaman pembiş bir lolipop çıkardım cebimden, tutuşturdum eline.. Onu yalamak için uğraşırken unuttu acısını.. İyi oldu bu yöntem, aşı sonrası lolipop terapisi.. Hiç ağlamadı ondan sonra :)) Aşıya gidecek annelere tavsiye ederim..


...............


Son alarak da şunu yazayım.. Günlerdir düşünüyorum, annelik nimetine bir bedel biçemiyorum kafamda.. Ve nasıl şükredeceğimi şaşırmış vaziyetteyim.. Ne yapsam az, ne kadar şükretsem yetersiz geliyor bana.. Ama ben yine de acizane şükrediyorum Rabbime..

Elhamdulillah..

14 yorum:

Bir Hoş Seda imiş... dedi ki...

Güzel anne ne güzel anlatıyorsun güzel yavrunu.ayakkabıları çok şeker çok yakışmış.Yapmacık bulan şahsada şaşırdım doğrusu niye adını yazamamış diye?Ben günde nerdeyse sekiz on sefer bakıyorum yeni birşeyler eklenmiş mi diye.yazılarını da yorumlarını da keyifle okuyorum.Beğenmeyen beğenmesin valla:)ailemde bile tanınıyorsunuz:)))

Sabahnur dedi ki...

Farkındaysan belli bloglara boyle sahsiyetsiz yorumlar geliyor!! Ne diyelim Allah içlerindeki fesatlıgı,cekememezliği kaldırsın ..

MMR asısı 1 yasından sonra heralde, ama bizim dr. 11.ayına randevu verdi, dur bi arastırayım..

Yalnız yatırma konusunda da basarılar dilerim, odadan odaya tasınmak uykulu bir halde bebiş emzirmek nedemektir iyi biliyorum:))

tedarikmucize dedi ki...

bilirim elinin ne kadar ağır olduğunu yusufcuğun:))))

bana göre en samimi bloglardan birisi sensin. arkadaş çekememiş çamur atmaya çalışmış. takma sen boşver.

AsYa dedi ki...

isimsiz yorumlar dolaşıyor bu aralar etraftaa...hiiiiç kafana takma canım..hiiiç hemde....

Yusufcuğun hikayelerini okumaktan müthiş keyif alıyorum ben..benim oğlumda büyüsün de bende yaziim diye bekliyorum :) ve zaman çabuk geçecek biliyorum..

ben geceleri Efeyi bizim yatağın yanına kondurduğumuz sallanan beşik türünde bir şeye yatırıyorum..gık dese kafamı çevirdiğimde yüzünü görüp huzur buluyorum..daha küçük yardıma ihtiyacı olabilir meleğimin diye tetikte bekliyorum..

Ama Yusuf büyüdü artık annesi..ona biraz daha güvenmen lazım bence..yapabilir yalnız da uyuabilir artık abi oldu Yusuf..

Bu arada şöyle de düşünüyorum bu sadece Yusuf için değil senin için ve sonrasında eşin içinde çok iyi olacaktır...

AYSUN dedi ki...

Canım yaa ne kadar dolaşmışsın aşı için:( Ama ne güzel vurulmuş aşısını. Vee sağlık ocağındaki bu takibe da hayran kaldım. dediğin gibi bişiler değişmeye başladı demek ki...

İsimsiz için bişi demicem. İsimsiz işte...

Ayakkabıları çok sevdim. renkler tam istediğim gibi. Güle güle kullansın yavrucakım...

Minik Patikler dedi ki...

Seni tanımadığı için öyle yazmış, tanısa öyle düşümmezdi senin burdakinden de sıcak samimi olduğunu anlardı. İlk görüştüğümüzde nefes almadan ne çok şey anlatmıştık bunu samimi olmayan bir insanla yapamazdım değil mi?


Ya ben bu beybişi çok özledim çopçok şirin yaa...

annegül dedi ki...

Yusuf paşa bütün hediyelerini güle güle kullansın inşaallah...
Çekmece karıştırma meselesi tam da benim tahmin ettiğim gibi.Birgün çekmeceleri açıp merdiven gibi kullanıp tepesine çıkarsa hiç şaşırmayacağım.Benim oğlumu gece karanlıkta kaç defa yakaladım bir bilsen.Bu sabilerin ne zaman ne yapacağı hiç belli olmuyor.En sonunda ben evdeki bütün çekmeceleri boşaltmıştım, gide gele boş çekmece bulunca bıraktı bu huyunu da çekmecelerim ve eşyalarım mutlu mesut yaşıyoruz artık :D.Aynı ilk oğlumun hayatını okuyorum sanki, uyumama yememe yerinde duramama hertarafı ama her tarafı karıştırma vs...Keşke ben de zamanında hayata bu kadar pozitif bakabilseydim ama senin ve sayfalarını okuduğum birkaç arkadaşın sayesinde artık rahatım.Sizdeki bu enerji bana da yansıyor ve hayata daha güzel yanlarından neşeyle bakıyorum artık anneliğin tadını çıkarıyorum.Espri yeteneğine bayıldımmm.Kendi adıma çok ama çok teşekkür ederim...

uçan talhanın annesi dedi ki...

çok yorulmuşsun kuaybe!
ama sonunda aşıyı yaptırmışsın. lolipop terapisi iyi hoş da. bir müddet sonra hastane ortamını anlıyor bebeler ve daha kapıyı görür görmez başlıyorlar yaygaraya... bizim talha önceden hiç ağlamazdı. şimdi doktorun odasına girmemizle başlıyor, oyuncak lolipop hiç bişey kâr etmiyor... umarım yusuf sever.
bu arada ayakkabıları çok şeker hayırlı günlerde kullansın yusufcuk.
isimsiz yorum için de m.p. dediği gibi seni tanımadığı için öyle yazdığını düşünüyorum. :D
hem zorla okutmuyorsun madem yapmacık bulmuş okumasın :D

Rana Eslem GULMEZ dedi ki...

AYAKKABILARINI GULE GULE GIYSIN YUSUF PASAM.INSAALLLAH ASISI AGRI ATES YAPMAZ ASI YERINI UZAKTAN OPTUUUK.YORUMA GELINCE SUNU ANLAMIYORUM INSANLAR NEDEN KIRICI OLMAYI SEVIYORLAR HEMDE RAMAZAN.DINI TERIMINI DUSUNURSEK SENDE OLMAYAN BIR SEY SOYLEDIGI ICIN IFTIRA ETMIS OLUYOR HAKIKATEN INSANLARI ANLAMIYORUM(((SENDE SOYLE DUSUN KUAYBECIM GUNAHINI ALMIS)

sühendan dedi ki...

Bu kadar duygu yüklü,anlatımı hoş ve akıcı,insanların kendinden muhakkak birşeyler bulduğu yazılarını;itici ve yapmacık olarak değerlendirenleri çok itici buluyorum.Ya onlar daha anne olmamışlardır ya da duyguları alınmıştır o şahsiyetlerin.
Ben kaşık konusuna değineceğim.İlk başlarda döker,eder üstü kirlenir diye(klasik anne modeli)hiç kaşık vermiyordum.Resmen Enes kendi ısrarlarıyla beni dinlemeyerek kaşık almaya devam etti.Baktım olacak gibi değil makarnayı boş suda haşlıyordum.Kaseyle önüne koyuyordum.O da hem eliyle hem kaşıkla yemeğe çalışıyordu.Yağsız ve kuru olduğu için dökülse bile problem olmuyordu.Bu sayede çok kısa sürede hem kaşıkla,hem de oturarak yemek yemeği öğrenmiş oldu.Tavsiye ederim.Tecrübeyle sabittir:)

Swayline dedi ki...

*Yalnız yatırma çalışmalarında başarılar. Bu kadar çok uyanan bir bebeği yalnız yatırmaya çalışmak gerçekten zor olacak gibi görünüyor. Gün boyunca sık sık varlık hep aynı yerden vuruyor anneleriayakta uyuyabilirsin dikkat et :)
*Vicdan muhaseben çok komik cidden. Demekki bu varlık hep aynı yerden vuruyor anneleri.
*Yusufcuğun cicilerine bayıldım
*Biz seni ssamimi buluyoruz sevgili Kuaybe sen onlara kulağını tıka. Bizim için hep aynı kal.
*Bizizmkide çekmecelere takmış vaziyette ama o evin muhtelif yerlerindeki çekmeceleri açıyor gidip bir oyuncağını alıp onu koyup kapatıyor. Heryerden bir oyuncağı çıkabilir her an.
*Yusufcuum en kısa zamanda gece deliksiz uyumaya alışır İnşallah.

KeLeBeK dedi ki...

herbırınızın sayfasından yenı bırseyler ogrenıyorum ben
senın de sayfanı okumak cok keyıflı, herseyı ıcten ve samımı yazdıgın ıcın bence, ısımsız sahsıyetsızlerı takma kafana

evo dedi ki...

gecmis olsun yusufcuga.bizde bir yasindan sonra odalari ayirmistik.insaallah cabuk alisir.

blogun cok guzel ve samimi problemli insanlar cok fazla malesef takma kafana. sevgiler

Kuaybe dedi ki...

Arkadaşlar güzel sözleriniz ve desteğiniz için hepinize çok teşekkür ederim.. Herkese aynı şeyi söylemek istediğim için tek tek cevap yazmadım ama beni ne kadar sevindirdiğinizi bilmenizi istedim.. Ben de sizleri çok seviyorum ve güzel şeyler paylaştığımız için de çok mutluyum :))