27 Ağustos 2007 Pazartesi

- Oğlumun minnoş blog kardeşi - pek de minnoş değil aslında, neredeyse 4 kilo, 53 cm, Yusufcuk ancak kırkı çıktığında o kadar olmuştur :)) - Deniz Efe doğdu çok şükür.. Asyacım, seni ve eşini tebrik ediyorum, miniğimize sağlıklı, uzun ve hayırlı bir ömür diliyorum..

................

- Günaydınnnn.. Nasıl geçti gece?

- İyi sayılır Kuaybe abla, üç kere kalktık, sabah da beşbuçukta başladı mesai..

- Hıı, iyi.. Biz de yedi kere kalktık ama uykumu almışım ben nasıl olduysa.. Çayın suyunu koyayım bari.. Sen Yusufcuğa göz kulak ol tamam mı..

- Tamam..



( On dakika geçer, Yusufcuk bezini doldurur.. G. evsahibine seslenir )

- Kuaybe abla, kooooşşşşş..



( Bol direnmeli bez değişiminin ardından ev sahibi kahvaltıyı hazırlamaya devam eder.. Bu sırada ikinci bir "Koooşşşş" sesi.. Salih miyk miyk ağlıyor..)

- N'olduuu?

- Yusuf Salih'in kulağına vurdu severken!



( Yusufcuk kucağa alınır, bugünlerde edindiği "vurarak sevme" alışkanlığının çok kötü birşey olduğu birkez daha uzun uzun anlatılır, hele küçük bebişlere hiç vurulmaması gerektiği söylenir.. "Cici ciciii.." hareketi defalarca tekrar edilir. Yusufcuk şirin şirin sırıtır ama annesi çok mahcub olmuştur..

Tekrar mutfağa döner ama Yusufcuk Salih'in peşini bırakmaz.. İçerden hala "Hayır, olmaz Yusufcum, nereye yatırsam ki ben Salih'i.." gibi sesler gelmektedir.. )

- Kuaybe ablaaaa..

- Efendim?

- Yetiş, Yusuf DVD oynatıcıyı çekiyor! Kalkamıyorum ben, Salih uyuyor kucağımda..



( Anne koşar.. Yusufcuğu oyalayacak yeni bir nesne bulur ve sükuneti sağlar.. Biraz sonra da nihayet elinde kahvaltı tepsisiyle içeri gelir.. Yusufcuk mama sandalyesine bağlanır, ağlamalı protesto eylemi başlar.. Eline ekmeği tutuşturulur, tepsiye ufak ufak doğranmış yeşil zeytinler konulur -asla siyah olmayacaktır- ve Yusufcuk minik parmaklarıyla onları alıp ağzına atmaya başlar.. Zira bugünlerde "kendim yicemmmm" havalarındadır.. Uyuyan Salih bebiş de mindere yatırılır ve bütün gece emzirmekten kalorisi tükenmiş iki aç bilaç anne hızla kahvaltıya gömülür.. )

- Beee.. İğğğğ... Miinnnggg..

- Salih uyandı, ben bir bakayım Kuaybe abla..

- Tamam, sen emzir onu, ben de Yusuf'a yumurta yedirmeyi deneyeyim..

- Pürrrffffff.. ( Yusufcuk yumurtayı parkeyle buluşturur. )

- N'aptınnn oğlummm? Daha dün sildim evi yaa.. Tamam yeme yumurta, domates vereyim mi?

- Egggee, eyyyyğğ, babaa, baaaaaaa..

- Ay delirecem yaa.. Tamam al, kemir kuru ekmeğini!



( Bu sırada G. diğer odadan gelir ama Salih bebişe söylenmektedir.. Bir sorun var ama ne? )

- N'oldu G.?

- Şey birşey söyleyeceğim Kuaybe abla ama kızma..

- Ya niye kızayım söyle sen..

- Şey oldu.. Salih kaka yapacaktı, ben de bezini gevşetmiştim.. Pamuğu ıslatmaya gittim, bir baktım ki kaya kaya kenara gitmiş, çarşaf mahvolmuş !



( Böylece Salih bebiş, Yusufcuk ve annesinden deminki tokadın intikamını almış olur )

- Yaa birşey olmaz, atarız hemen makineye.. Sen gel, otur kahvaltını et..



( Kahvaltıya devam edilir ama Salih bebiş durmaz.. İlla emecektir! )

- G. sen onu emzir, ben yiyeyim, ben onu tutarken de sen yersin..

- Tamam..



( Ev sahibi kahvaltısını eder, G. bebişi emzirir, sofraya döner.. Bu sırada tepine tepine mama sandalyesini olduğu yerden başka biryere ilerletmeyi başaran Yusufcuk yere bırakılır - zaten birşey yememektedir- "ice tea"ye dönen çay ısıtılır.. Ama içmek ne mümkün.. Yusufcuk ışık hızıyla Salih bebişe emekleyip durmaktadır.. )

- Oğlum gelll, küçük bebiş o, dokunulmaz.. Al bak telefonunla oyna sen..

- İyyyyyyyyyhhhhhhhhh..

- Tamam al bak burda ne varmış? Küçük at..

- Hemmmii, mmeeğğğğmmm..

- Tamam gel, su içireyim bak suuu..
- Pirrripppp pirrrrppp..



( Salih bebiş en güvenli yer olan annesinin kucağına verilir.. Zira Yusufcuk koltuk masa dinlemeden heryere erişmekte ve hiçbirşey yapamasa bebişin ayağını çekiştirmektedir.. )


...........


......


...


Sonra neler mi olur? Neler neler.....


Anlatmaya klavyeler yetmez :)) Ben gerisini sizin hayal gücünüze bırakıyorum.. Birkaç ipucu verelim ama.. Kırılan bir cep telefonu - Allahtan benimki -, biraz kusma, biraz ağlama, biraz düşme, biraz şişme, küçük bebişi Yusufcuktan kurtarma operasyonları, ard arda iki bebiş banyosu, uykusuz annelerin gece koridor karşılaşmaları, birkaç küçük adım ve tabii bol "mingaaa mingaaa"


( Buradan benim çıkardığım sonuç : Allah ikiz, üçüz annelerine sabır üstü sabır versin!! )


Minik misafirimiz Salih bey.. ( ya da zavallı gazi )



- Baktık ki Yusufcuk iki gün boyunca misafir bebişimizi rahat bırakmadı, G. ile markete gidip ona bir bebek aldık !! Evet evet yaptım, sonunda bunu da yaptım :)) Ama herşey o küçük bebişi kurtarmak için.. Belki hevesini oyuncak olandan alır, Salih'i rahat bırakır diye düşündük ama nerdeee? Bir iki mıncıkladı, baktı ki hareket etmiyor, ağlamıyor, en önemlisi de sıktığında canı yanmıyor :)) fırlattı attı arkaya..




Yusufcuk ve Durmuş :)) ( Babamız tarafından Durmuş ismi konuldu bebeğe :) )



- İki gün boyunca yağmur yağdı Ankara'ya.. Şükürler olsun.. G. ile kapının önünde dakikalarca toprak kokusunu çektik içimize misss gibi..


- Şimdiye kadar, birkaç sebepten dolayı hiç koymayı düşünmemiştim bu fotoğrafları ama sözünü dinlemem gereken bir iki dostun ısrarları üzerine yapacak birşey kalmadı..


İşte benim el emeği göz nuru cici sayfalarım :))




- Yusufcuğun kilo ve gelişimine yine fena takmış durumdayım.. ( Bu, başka bir bebişi her görüşümde nükseden bir hastalık oldu bende ) G. bizdeyken, eşi gece mesaisine kalan karşı komşum da geldi bir akşam.. Oğlu altıbuçuk aylık ve geçen ay 9 kiloymuş. ( Yusufcuğun şimdiki hali kadar ) Boyu da neredeyse ondan uzun.. Yani başkası görse Enes'i büyük zanneder ki G. öyle zannetti :((

Ozanların köyünde bir deyim var.. Yaşına göre küçük görünen bebeklere "garıncanın gardaşı" diyorlar, yani karıncanın kardeşi :)) Yok ya, benim oğlum karıncanın kardeşi değil kendisi, hem de atom karınca..

Belki diyorum minyon tipli olacaktır, belki fazla- hem de haddinden fazla- hareket ettiği için kilo almıyordur, belki de yemeye başlasa alacak ama.. Çıkamıyorum ben işin içinden..



- Dün Yusufcuğun doğumgünü için güzel bir plan yaptık Ozan'la.. Farklı ama bizce çoook güzel bir doğumgünü olacak inşaallah.. Ve büyük ihtimalle pasta içermeyecek :))

Şimdiden davet edelim herkesi..

20 Eylül akşamı "doom günümüz" var efendim, hepinizi bekleriz.. Ona göre yapın planlarınızı..



- Vee son olarak, Yusufcukla ilgili birkaç ayrıntı..

* Yusufcuk artık 2-3 adım atabiliyor rahatlıkla - ama canı istediği zaman, biz yap deyince değil.. O yüzden hala kamerayla yakalayabilmiş değilim ilk adımlarımız.. Ben çekene kadar o düşüyor ya da o hızlı hızlı adım atıp düştüğünde kamera yeni açılmış oluyor :(( -

* Biberonundan su ya da meyve suyu içebiliyor kendi başına.. Önceden ben tutuyordum ağzına çünkü biberonu ağzına götürse bile eğik tutuyor, su gelmiyordu.. Artık su gelmesi için havaya kaldırması gerektiğini biliyor ve öyle içiyor maşaallah meleğim :))

* Kapağı açık şişelerin kapaklarını kapatmaya çalışıyor ya da koltuğun altına kaçan topunu almak için eğilip o da koltuğun altına girmeye çalışıyor.. Ağlar da ben topu çıkartıp verirsem tekrar tekrar atıyor oraya, ben çıkardıkça gülüyor :))

* Bizi tokat ata ata seviyor.. O kadar coşuyor ki birisini severken, başka türlü hızını alamıyor :(( Bundan vazgeçiremedim bir türlü.. Sanırım bir süre bebişli ailelerden uzak duracağız..

* Çok güzel "bağğğbaaa" diyor, babasının içi gidiyor..

* Uyuyacağı zaman "memmm meemmmm.." diye ağlıyor.. Emip uyuyor gazı yoksa..

* Üzüme bayılıyor.. İkiye bölüp önüne koyuyorum, ard arda yuvarlıyor mideye.. Ama çok gaz yapıyor, yedirdiğime yedireceğime pişman oluyorum :((

* Bu aralar herşeyi kendi yemek istiyor..

* Uykudan uyandığında çok tatlı oluyor.. Mahmur mahmur gülüyor, kollarını uzatıp "Al beni yatağımdan.." diyor.. Kucaklayıp bizim yatağa alıyorum.. Alt alta üst üste oynuyoruz.. Koklaya koklaya öpüyorum gıdısından, kikir kikir gülüyor.. "Allah'ım isteyen, bekleyen herkese yaşat bu tadı lütfen.. " diyorum..


...............


Yeter mi bu kadar? Yeter..
Mesai öncesi son uzun yazılar bunlar :(( Coştum galiba yine..

20 yorum:

AYSUN dedi ki...

Ahh yusufcuk yusufcuk:) Canım yaa demek döverek seviyor:) Az kalmış doom gününüze. Biz de davetliyiz değil mi? Merak ettim neler yapacaksınız?

Bizde de karıncanın kardeşi deyimi var:) zeynepe öyle hitap ediyor annemler:) O da aynı yusuf çünkü...

Salih de pek şekermiş... Yavrucak yusufun hışmından kurtulmuş sonunda:P:P

KeLeBeK dedi ki...

çok güzel anlatmışsın kuaybecim bi solukta okudum :) salih bebekle maceralarınız da çok sürükleyici, iyi çizgi roman ya da actionlı arkası yarın olur, :)

minik melek de çok şirin çıkmıl resimlerde her zamanki gibi MaşaAllah

Bebekhikayesi dedi ki...

Kuaybe, Yusufcuğun kilosuna boyuna doktor normal diyorsa hiç takma. Benim kızım da 2,5 yaşında ama biz hala 12 kiloyu göremiyoruz. Boyu iyi de, ondan daha kucuk ama daha iri kizlar var. Ben umursamiyorum, saglikli olup cok hasta olmadiktan sonra bir onemi yok.

Salih ve Yusuf'la size kolay gelsin. :) Ben yazdiklarini okuyunca ilerde ne olacağım diye düşünmek istemedim :)

Kandiliniz de mubarek olsun.
Sevgiler

Kuaybe dedi ki...

Aysuncum tabii davetlisiniz doom günümüze.. gelicem deyip gelmemek yok ama :))

Aaa sizde de mi var o deyim? Ben sadece Ozanlar biliyor sanırdım, demek ki yaygın birşey, ben duymamışım..

Kelebekcim teşekkürler.. Zavallı Salih birkaç gün daha kalsaydı bana iyi fotoroman malzemesi çıkacaktı ama korkarım babasına tek parça halinde teslim edemeyecektik :))

"Bebek hikayesi"cim.. Doktora bu haftasonu randevumuz var, o zaman anlayacağız bakalım nedir durum.. Geçen gittiğimizde kilo alımını çok yetersiz bulmuş ve vitamine başlatmıştı ama onu da içiremiyorum ki.. ya ağzını kilitliyor ya da çıkartıyor içerse :((

Salih sağ salim evine kavuştu çok şükür ama o buradayken ben hep seni düşündüm gerçekten.. Allah yardımcın olsun, bebişlerin uslu doğsun :))

Bu arada ben senin sayfaya uğrayıp geldim, bir baktım yorum bırakmışsın.. Demek ki sen de o sırada beni okuyordun, ne tevafuk :))

Senin de kandilin kutlu olsun canım.. Ben bunu yazıya eklemeyi unuttum bak, tüh!!

afacan minnoşlar dedi ki...

Kuaybe çok tatlısın yaaa ne güzel anlatıyorsun ,yazının başlarını okurken Erenin ilk doğduğu zamanlar geldi aklıma ikiye bölünürdüm sürekli ,ağabisi bebeği çeker düşürür,gözüne kulağına birşey sokar diye koşturup dururdum ,hatırladım da o günleri şu hallerim için bi ohhh dedim :))

Salih pek şeker maşaallah ,bu günlerde salih ismi acayip hoşuma gidiyor söyliyim dedim ,mesai günlerinde Allah kolaylık versin aman hee bu tatlı yazıları kısaltma okuması pek bi zevkli oluyor :))

Archi*Sugar (Esra) dedi ki...

:-) Ne guzel olmus, ondan bundan sundan. Sanirim cocugu olan herkes ayni durumda. Sicak normal cay ya da soguk icetea icmek mumkun degil.2 senedir sicak kahve icemedim. Bir ogunu araliksiz, tek oturusta yiyemedim. :-))) Tam birseyi hallettim diyorsun baska sey cikiyor.

Benim kiz hala pure yiyor diye uzuluyorum ama iste kilosu cok yuksek oldugu icin de cok da kafaya takmamaya calisiyorum. Cunku biliyorum ki parca parca yiyince ayni senin oglan gibi ona buna burun kiviracak. Boyle, hizli hizli yiyor ne veriyorsam.

Kafana takma kilo isini. Saglikliysa, doktoru acil bir durum gormuyorsa, sorun yok demektir. Ihtiyaci olan besinleri aldigina emin ol yeter.

Sevgiler
Esra

süpürgesizcadi dedi ki...

offf okurken yoruldum ben, sana kolay gelsin :)

Kilo ve boyuna hic kafani takma sagligi yerinde mi ? gerisi bos ;)

uçan talhanın annesi dedi ki...

yazıya doyamadık. daha uzunlarını bekleriz. talha geçen ayki doktor kontrolünde 11,5 çıktı. doktor toparlamaya başlamış dedi. hehe iki senede anca toparladı çocuğum. merak etme bunların kilo alamamaları o minicik popişlerinin yer görmemesinden kaynaklanıyor. bizimki şu ara resmen düz duvara tırmanıyor. (bulaşık makinesi örneğin) e haliyle kilo da alamıyorlar. sağlıkları yerinde olsun da. bu arada salih iyi kurtulmuş yusufun elinden.

tedarikmucize dedi ki...

okuması çok zevkliydi ama sizin o anlarınız eminim hiçde öyle diildi :)))

yusufcugu bizzat tanımıs kucagında tutmaya çalışmış bir kişi olarak ben bu kadar hareketli bebek görmedim şimdiye kadar. 1 yaşını geçmemiş manasında yoksa daha hareketli 1.5 yaş çocuklar biliyorum :))

ben gelemicem dğum gunune aklım kaldı ama :((

yusufcuguda özledim. benim için öp annesi ltf.

Anonymous dedi ki...

ben yaziyi okurken yoruldum :) ilerde arkadaslarla ,ablamla bir araya gelince insallah biz de mi boyle olcaz :) gozumu korkutmaya calisiyorsunuz ama :) acaba bu realite mi :)

yesim

Kuaybe dedi ki...

Ayşecim ben de Salih buradayken hem "Ya ikiz bebişlerim olsaydı?" ya da "İkinci bebiş doğduğunda ne yaparım?" dye düşündüm hep :))Tek bebiş bile çok zorluyor bazen insanı, iki çocuğu aynı anda hem de en iyi şekilde büyütmek nasıl birşey ola ki? Allah yardımcınız olsun çok bebiş anneleri :))

Salih ismi bizim de listede vardı ama babası da ben de "Yusuf"u çoook beğenerek ve adını alacağı zatın hem iç hem de dış güzelliğini Allah'tan umarak koyduk.. Şimdi de söyledikçe çok hoşuma gidiyor "Yusufcuk, Yusufcuuukk.."

Esracım aynen aynen.. Daha bir kere tek oturuşta yemek yemedim Yusuf doğduğundan beri.. Uyuyor olsa bile uyanıyor!!

Püre şeklinde yese ben de püre veririm -hatta isterse beş yaşına kadar öyle yesin takmam - ama benim bebiş püre de sevmiyor.. Belli şeyleri kendi belirlediği - genellikle kuş yemi kadar - miktarlarda yiyor, sonra ağzını kilitliyor.. Bu haftasonu tekrar götüreceğiz kontrole, bakalım neymiş durum..

Cadıcım, niye yoruldunki? Sizde de aynı değil mi durumlar?

Sağlığı yerinde Yusufcuğun çok şükür ama daha ne kadar devam edecek bu "bücürlük" onu merak ediyorum.. Henüz gerçekleşmedi bizde serpilme atakları..

Kuaybe dedi ki...

Eminecim haklısın, benim de en kuvvetli tezim bu yönde.. Popişte bir motor var, o tüketiyor tüm enerjiyi, büyümeye fırsat kalmıyor :))

Demek Talha bulaşık makinesine tırmanıyor ha? Çok güldüm valla, başıma gelecek bak şimdi tüh.. Benimki şimdilik içine girme ve sepeti üstüne çekme aşamasında ama kapağı da kurcalamıyor değil.. Tutunacak yer arıyor demek ki..

Neslihancım, anladın sen beni.. O gün nasıl sırayla yedik yemekleri, üç gün aynen öyle geçti.. Bir ona koş bir buna bak belim koptu yaa.. Hayır birşey değil, ortada bir aylık masum bir bebe var, ona birşey yapacak diye ödüm koptu!!

Doom günümüse gelmezsen ben de Yusuf'u senin için öpmem :((

Yeşimcim yemin ederim realite hem de eksiği fazla olan bir realite :))Daha yazmadığım neler neler var.. Yeni yıkadığım ama şimdi lekeler içinde olan iki koltuk örtüsü, misafir ablamızın bebişine yelek ördüğü yumağın darmadağan oluşu - ki denedik, çözmek mümkün değil- Salih'in Yusuf tarafından kemirilen bady ve pijaması :)), çığlık çığlığa bir market alışverişi ve insanların "Allah bunlara akıl fikir versin, otursalar ya evlerinde iki minik bebekle.." diyen bakışları, mutfak dolabımın Yusufcuk tarafından sökülen kapağı - vallahi nasıl becerdi ben de anlamadım- vs. vs.. Ben yine insaflı davranıp kısaltmıştım hikayeyi, sen kaşındın :))

ANNELOG dedi ki...

Oooo bol bol gelişmeler var:) Harika. Dergiyi inceleyemedim henüz, sayfayı sen mi hazırlıyorsun Kuaybe?

pınar dedi ki...

annelik zor iş kuaybe bunu da çok güzel anlatmışsın valla bravo. hele de iki çocuk bir araya gelince çok çok zor.
kiloya takma bence. sağlıklı olsun yeter. önemli olan o. yağmur da minyon bir bebek ama çok şükür sağlığı iyi. hiç takmıyorum zayıf diye.
resimler de süper:))) öpüyorum onu.

iremmm dedi ki...

o guzel surati veren Allaha kurban olsun teyzesii yaa...MASALLAH benim paşamaaa...cok seviyorum kuaybe ben bu cocugu yaa..neden acaba :) ne guzel pozlar vermis yerim ben onuu...





salih de cok tatli..ne guzel gozleri varr :)



bu dogum gunu olayi ne ya :) pastasiz ve aksam :(( nedennn nedeenn nedennn...nasil gelicem ben simdi :((

Kuaybe dedi ki...

Evet annelogcum, sen bir ara verdin, biz bütün gelişmeleri sıkıştırdık hemen :))

Dergideki yazılar benim yazılarım.. Bir sene boyunca yazacağım inşaallah bu dregiye..

Pınarcım annelik zor ki ne zor.. Allahtan evlatlarımız sağ ve sağlıklı da bu zorluk bir güzelliğe dönüşüyor.. Rabbim daim etsin..

Ben de Yağmuş'u öperim gül yanaklarından..

İremcim herşeyi anlattım MSN'de, buraya birşey kalmadı yaa :((

Bir an önce gel ve ye bebişimi :))

Anonymous dedi ki...

Kuaybecim yeni isin hayirli ugurlu olsun ,Rabbim yuzunun akiyla isinin basina cikmayi nasip etsin.Cok cok sevindim ve calismayan anne kalmasin herkes sana gipta edip guzel bi takim isler icin sivasin kollari.Zaten anne ve es olmak cok buyuk is ama herkes keske disarda da uretken olsa:)

Malesef Turkiye de gonullu calismak falan yaygin degil ama herkes bunun ne kadar onemli oldugunu bir kavrasa kendi yavrulari icin olusturduklari standatlarin birazciginin bile bazilarinin evlatlari icin ne buyuk luks oldugunu gorebilse,eminim cok insanin hayati degisir :)

pek ciddi oldu :) yeni isin icin sana ilk mesai gununde cicek yollamak isterdik,bununla idare ediver :)

@-',--

yesim

Kuaybe dedi ki...

Yeşimcim ne güzel bir gül bu, çok teşekkür ederim.. Çok düşünceli, çok incesin..

Kitapları yığdım önüme ama hala başla(ya)madı benim mesai.. Allahtan ki saat sınırlaması falan yok, Yusufcuk ne zaman uyursa :))

Ciddi dediğin kısımları iki kere okudum üst üste.. Ne kadar doğru ve güzel.. İnşaallah hem kendi evladım hem de başka yavrucuklar için hayırlı ve faydalı şeyler yapabilirim.. İnşaallah tüm anneler yapabilir..

Tekrar teşekkürler canım..

AsYa dedi ki...

Kuaybe teyze,tşk ederiz de yani o kadar da şişko diiliz yani:) walla resimlerde öyle çıkıyo görsen minicik melek gibiyim..
tşk ederiz güzel dileklerin için..
ancak şimdi gördük yazını..
Yusuf abiye selam :P

Kuaybe dedi ki...

Efecim tamam "dombul meleğim", şişko olma sen, biz öyle zannedelim :))

Allah hayırlı uzun ömür versin, annecikinle babacıkınla çoook mutlu ol tamam mı..